10 Mayıs 2014 Cumartesi

YÜKSEK TİCARET’TEN YÜKSEK SİYASETE…

YÜKSEK TİCARET’TEN YÜKSEK SİYASETE…

Yazının başlığına üstünkörü bakıp, bu yazı da o muhalif yazılardan dememek için baştan sona, inceden inceye okumak gerek. Derdimizin ülkede toplumsal muhalefetin önünün tıkanmışlığı, toplumun her kesiminde özgürlüğünü yaşama ve yaşatma, demokratik haklarını yeterince kullanamama endişesi olduğu doğrudur. Sadece bu nedenlerle bile kıyametin kopacağı da bir gerçekliktir. Ancak biz başka bir Yüksek Ticaret’ten, başka bir yüksek siyasetten söz edeceğiz bu gün.

‘Yaklaşık seksen yıllık geçmişe sahip bir sivil toplum kuruluşu olarak, Yüksek Ticaret Mezunlar Derneği ülkenin en kalabalık ailesine sahiptir. Ürettiği maddi ve manevi değerleri ile izlenen ekol ülkeye iki asra yakın daima pozitif katkı sağlamıştır. Yüksek Ticaret Mezunları önünde saygıyla eğilinmesi gereken bir dayanışmayı, ders alınması gereken bir birlikteliği kurdukları dernekler ve vakıflar sayesinde bu güne kadar taşımıştır. Özellikle geçmişe uzanan kollarının genişliği ve güçlülüğü, geleceğe uzanan birikimin derinliği ve enginliği, iyi işleyen ve büyüyen dernek yapısıyla Yüksek Ticaretliler diğer sivil toplum örgütlerinden farklı bir gelenek yaratmışlardır.

Ülkeyi yenilemeye ve katkı sunmaya, sevgi ve saygı çerçevesinde hizmete dayanan ve koskoca bir camianın bütünleşmesiyle Yüksek Ticaret birikimi yarınlara ilişkin birçok mesajı kamuoyuna sunmuştur. Bu sunumlar ilme sahip olmasının yanında, cesaretliliği de gösteren bir tavırdır, tutumdur, durumdur, bir duruştur…”

Bu duruş asrı çoktan devirmiş bir ekolun, okulun, akademinin, üniversitenin devamında Mezunlar Derneği olarak bilinen tüm yönetsel ve işlevsel politikaları hayata geçirecek kadrosal yeterliliğe ve yetkinliğe sahip olmakla özdeşleşmiş bir duruştur. Temel ilke ve amaçları belli bu mezunlar bütünlüğü ülkede her dönem uygulanmış ve uygulanan iktisadi politikalar hakkında birikime ve deneyime dayalı en donanımlı saptamaları yapacak bir güçtür bu duruş.

Öyleyse, amaç ve hedeflere varmak, ulaşmak için üye mezunlarına bir eylem serbestîsi tanımak ve sağlamak, siyasal aktivitelerin içine katmak ve ülke yönetiminde söz sahibi olabilmek gibi başka bir görevi daha üstlenebilmelidir Yüksek Ticaret. Tüm yapılanmaların yaptığı yanlışları görmek ve göstermek tüm Yüksek Ticaretlilerin geçmişten geleceğe sorumluluğudur ve bu sorumluluğu yerine getirmek boyunlarına da borçtur. Özellikle Yüksek Ticaretlilerin insan çeşitliliğine rağmen katılımcılık ve söylem birliğinde buluşması, terbiye çerçevesinde ülke menfaatlerini gözeten bir tavırlılık göstermesi en paha biçilmez üründür.

Demek ki, sürekli, yaygın bilgilenme ve bilgilendirme yoluyla düzenlenen tüm etkinlikler daha tepelere dokunur, anlam kazanır, gelişir ve sonuçlanırsa bu durum korku duyulacak değil, aksine ülke yüksek siyasetine katkı ve politik kulvarda ise Yüksek Ticaretlilerin önünün açılması manasına gelir. Ancak bu aşamada kurumsallaşmak çok önemlidir. Dinamizm eksikliğinden çıkış yapma ve çözümsel patlama beklentisine yanıt veremeyen yönetsel anlayışlar filizlenen umutları hep bir sonraki dönemlere aktarır. Bu aktarımlar sürdükçe ülkeye yön verecek güce sahip Yüksek Ticaretli kadroların da demlenmiş hayalleri yıkılır. Oysa gerçeğin ta kendisidir o hayaller ve bu güne değin iktidar olmak bağlamında bir kadro hareketi yürütemeyen bir camianın kolaycılığa teslimiyetidir tüm yaşananlar.

Bu ve benzer mantalite ile toplumun her kesiminde gerileyişe ve sıradanlığa zemin hazırlandığı asla unutulmamalı ve artık gerekli yenilenmelere açılım sağlanmalıdır. Ülkenin en büyük ve örgütlü sivil gücü olan Yüksek Ticaretin hangi siyasi erkin yanında yer alır ise alsın, Yüksek Ticaretli camianın top yekûn desteğiyle nelerin değişebileceğini ve en olmazların olabileceğini aslında herkes biliyor. Ancak neden ise tüm teamüllerin ve temayüllerin tersine Yüksek Ticaret’in Yüksek Siyasete talepkarlığından çekiniliyor.

Oysa bu ülkenin artık en yüksek makamlarda Yüksek Ticaret’e ve Yüksek Ticaretliye aşırı ihtiyacı var. Her fırsatta övgüyle söz edilen yüz binlerce mezuna sahiplik ve yüz bini aşan akredite üyeye mensupluk ile uyuyan bir dev olarak ülkenin en aktif gücüdür Yüksek Ticaret. Radikalleşmeden çekinildikçe, marjinalleşmeye kayan bir hatta gereksiz ısrar ve direnç zamanla kötü gidişe dur demeyi de zorlaştırır. O halde güncele ilişkin, günü kurtaracak basit projelerin yerine ülkeyi kurtaracak siyasal prodüksiyonlara imza atılmalıdır. Güçlü veya zayıf tüm sivil toplum örgütlerinin yaptığı gibi siyasal çalışmalardan beklentisi olan Yüksek Ticaretlilerin sürece katılması sağlanmalı, ciddi biçimde ve yılmaz tavırlılıkla desteklenmeleri yönünde çaba harcanmalıdır.

Çünkü diğerlerine bakıldığında, gündem oluşturabilecek, günden güne artan ve değişen sorunlara çözüm ve çözüm yolları öngörebilecek ve önerecek konumda olan, her şey bir kenara bu sivil örgütler içinde en önemlisi ve en güçlüsü Yüksek Ticaret’tir. Ayrıca hepsinden öne çıkan bir marka ve imaja sahiptir Yüksek Ticaret…

Kısa sürede az sayıda ve belirli üyesine seslendiğinde bile, küçük zaman dilimine sığdırılmış ufak etkinliklerle dahi çok şeyler söylenebildiği ve başarıldığı ortadadır. Üyesel katılım yollarının alabildiğine açıldığı, geçiştirmek kabilinden değil, gerçekçi açıdan bir yerlere gelebilmek olgusu güncellendiğinde, bu geleneksele dayanan zümre nice yanlış gelenekleri yıkar geçer.

O nedenle doğru değerlendirme ve değerlemelerle, Yüksek Ticaret topluma dönük yüzünü ciddi vurgulamalarla ve belli hedeflerinden şaşmadan ama siyasetin de fazla uzağına düşmeden yenilemelidir. Değişim ve hızlı gelişimin yaşandığı dünyada Yüksek Ticaret komplike bir duruşla hakkettiği payı alma doğrultusunda hamlelerini düzenleyebilmelidir. Yönetsel işlerliği ve işlevselliği sayesinde tüm üye yapısını kucaklayan bütünlükte tazelenmiş umutlarla topluma yön veren ve saran bir moda bürünerek gereğini yapmalıdır.

Yüksek Ticaret’ten yüksek siyasete uzanan yolda, ülkeye fayda sağlama ve öncü olma iradesi doğrultusunda efor sarf etmek yeterde artar. Her konuda sağlıklı yönetim platformları kurabilecek bir ekolun öğrencileri fırsat verildiğinde icatları ve icraatları ile başucu kaynağı olabilecek, literatürlere geçecek manifestolara konu olurlar.

Fazla söze hacet yok…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder