YÜKSEK TİCARET’TEN YÜKSEK SİYASETE…
Yazının başlığına üstünkörü bakıp, bu yazı da o muhalif yazılardan
dememek için baştan sona, inceden inceye okumak gerek. Derdimizin ülkede
toplumsal muhalefetin önünün tıkanmışlığı, toplumun her kesiminde
özgürlüğünü yaşama ve yaşatma, demokratik haklarını yeterince
kullanamama endişesi olduğu doğrudur. Sadece bu nedenlerle bile
kıyametin kopacağı da bir gerçekliktir. Ancak biz başka bir Yüksek
Ticaret’ten, başka bir yüksek siyasetten söz edeceğiz bu gün.
‘Yaklaşık seksen yıllık geçmişe sahip bir sivil toplum kuruluşu olarak,
Yüksek Ticaret Mezunlar Derneği ülkenin en kalabalık ailesine sahiptir.
Ürettiği maddi ve manevi değerleri ile izlenen ekol ülkeye iki asra
yakın daima pozitif katkı sağlamıştır. Yüksek Ticaret Mezunları önünde
saygıyla eğilinmesi gereken bir dayanışmayı, ders alınması gereken bir
birlikteliği kurdukları dernekler ve vakıflar sayesinde bu güne kadar
taşımıştır. Özellikle geçmişe uzanan kollarının genişliği ve güçlülüğü,
geleceğe uzanan birikimin derinliği ve enginliği, iyi işleyen ve büyüyen
dernek yapısıyla Yüksek Ticaretliler diğer sivil toplum örgütlerinden
farklı bir gelenek yaratmışlardır.
Ülkeyi yenilemeye ve katkı sunmaya, sevgi ve saygı çerçevesinde hizmete
dayanan ve koskoca bir camianın bütünleşmesiyle Yüksek Ticaret birikimi
yarınlara ilişkin birçok mesajı kamuoyuna sunmuştur. Bu sunumlar ilme
sahip olmasının yanında, cesaretliliği de gösteren bir tavırdır,
tutumdur, durumdur, bir duruştur…”
Bu duruş asrı çoktan devirmiş bir ekolun, okulun, akademinin,
üniversitenin devamında Mezunlar Derneği olarak bilinen tüm yönetsel ve
işlevsel politikaları hayata geçirecek kadrosal yeterliliğe ve
yetkinliğe sahip olmakla özdeşleşmiş bir duruştur. Temel ilke ve
amaçları belli bu mezunlar bütünlüğü ülkede her dönem uygulanmış ve
uygulanan iktisadi politikalar hakkında birikime ve deneyime dayalı en
donanımlı saptamaları yapacak bir güçtür bu duruş.
Öyleyse, amaç ve hedeflere varmak, ulaşmak için üye mezunlarına bir
eylem serbestîsi tanımak ve sağlamak, siyasal aktivitelerin içine katmak
ve ülke yönetiminde söz sahibi olabilmek gibi başka bir görevi daha
üstlenebilmelidir Yüksek Ticaret. Tüm yapılanmaların yaptığı yanlışları
görmek ve göstermek tüm Yüksek Ticaretlilerin geçmişten geleceğe
sorumluluğudur ve bu sorumluluğu yerine getirmek boyunlarına da borçtur.
Özellikle Yüksek Ticaretlilerin insan çeşitliliğine rağmen katılımcılık
ve söylem birliğinde buluşması, terbiye çerçevesinde ülke menfaatlerini
gözeten bir tavırlılık göstermesi en paha biçilmez üründür.
Demek ki, sürekli, yaygın bilgilenme ve bilgilendirme yoluyla düzenlenen
tüm etkinlikler daha tepelere dokunur, anlam kazanır, gelişir ve
sonuçlanırsa bu durum korku duyulacak değil, aksine ülke yüksek
siyasetine katkı ve politik kulvarda ise Yüksek Ticaretlilerin önünün
açılması manasına gelir. Ancak bu aşamada kurumsallaşmak çok önemlidir.
Dinamizm eksikliğinden çıkış yapma ve çözümsel patlama beklentisine
yanıt veremeyen yönetsel anlayışlar filizlenen umutları hep bir sonraki
dönemlere aktarır. Bu aktarımlar sürdükçe ülkeye yön verecek güce sahip
Yüksek Ticaretli kadroların da demlenmiş hayalleri yıkılır. Oysa
gerçeğin ta kendisidir o hayaller ve bu güne değin iktidar olmak
bağlamında bir kadro hareketi yürütemeyen bir camianın kolaycılığa
teslimiyetidir tüm yaşananlar.
Bu ve benzer mantalite ile toplumun her kesiminde gerileyişe ve
sıradanlığa zemin hazırlandığı asla unutulmamalı ve artık gerekli
yenilenmelere açılım sağlanmalıdır. Ülkenin en büyük ve örgütlü sivil
gücü olan Yüksek Ticaretin hangi siyasi erkin yanında yer alır ise
alsın, Yüksek Ticaretli camianın top yekûn desteğiyle nelerin
değişebileceğini ve en olmazların olabileceğini aslında herkes biliyor.
Ancak neden ise tüm teamüllerin ve temayüllerin tersine Yüksek
Ticaret’in Yüksek Siyasete talepkarlığından çekiniliyor.
Oysa bu ülkenin artık en yüksek makamlarda Yüksek Ticaret’e ve Yüksek
Ticaretliye aşırı ihtiyacı var. Her fırsatta övgüyle söz edilen yüz
binlerce mezuna sahiplik ve yüz bini aşan akredite üyeye mensupluk ile
uyuyan bir dev olarak ülkenin en aktif gücüdür Yüksek Ticaret.
Radikalleşmeden çekinildikçe, marjinalleşmeye kayan bir hatta gereksiz
ısrar ve direnç zamanla kötü gidişe dur demeyi de zorlaştırır. O halde
güncele ilişkin, günü kurtaracak basit projelerin yerine ülkeyi
kurtaracak siyasal prodüksiyonlara imza atılmalıdır. Güçlü veya zayıf
tüm sivil toplum örgütlerinin yaptığı gibi siyasal çalışmalardan
beklentisi olan Yüksek Ticaretlilerin sürece katılması sağlanmalı, ciddi
biçimde ve yılmaz tavırlılıkla desteklenmeleri yönünde çaba
harcanmalıdır.
Çünkü diğerlerine bakıldığında, gündem oluşturabilecek, günden güne
artan ve değişen sorunlara çözüm ve çözüm yolları öngörebilecek ve
önerecek konumda olan, her şey bir kenara bu sivil örgütler içinde en
önemlisi ve en güçlüsü Yüksek Ticaret’tir. Ayrıca hepsinden öne çıkan
bir marka ve imaja sahiptir Yüksek Ticaret…
Kısa sürede az sayıda ve belirli üyesine seslendiğinde bile, küçük zaman
dilimine sığdırılmış ufak etkinliklerle dahi çok şeyler söylenebildiği
ve başarıldığı ortadadır. Üyesel katılım yollarının alabildiğine
açıldığı, geçiştirmek kabilinden değil, gerçekçi açıdan bir yerlere
gelebilmek olgusu güncellendiğinde, bu geleneksele dayanan zümre nice
yanlış gelenekleri yıkar geçer.
O nedenle doğru değerlendirme ve değerlemelerle, Yüksek Ticaret topluma
dönük yüzünü ciddi vurgulamalarla ve belli hedeflerinden şaşmadan ama
siyasetin de fazla uzağına düşmeden yenilemelidir. Değişim ve hızlı
gelişimin yaşandığı dünyada Yüksek Ticaret komplike bir duruşla
hakkettiği payı alma doğrultusunda hamlelerini düzenleyebilmelidir.
Yönetsel işlerliği ve işlevselliği sayesinde tüm üye yapısını kucaklayan
bütünlükte tazelenmiş umutlarla topluma yön veren ve saran bir moda
bürünerek gereğini yapmalıdır.
Yüksek Ticaret’ten yüksek siyasete uzanan yolda, ülkeye fayda sağlama ve
öncü olma iradesi doğrultusunda efor sarf etmek yeterde artar. Her
konuda sağlıklı yönetim platformları kurabilecek bir ekolun öğrencileri
fırsat verildiğinde icatları ve icraatları ile başucu kaynağı
olabilecek, literatürlere geçecek manifestolara konu olurlar.
Fazla söze hacet yok…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder