KIRKBİR ARTI KIKBİR
ZOR-2-
SIKILAŞTIRICI
KAYNAK
Ondört
sene olmuş
Dile
kolay
Yağmurunda
ıslanalı sırsıklam
Yatak
döşek bir hafta yatalı sonra
Kaç
ocak daha senden sonra
Dile
kolay
Ne
sen sor ne ben söleyim
Aynı
tas aynı hamam aynı kubbe
Ve
illaki takunya
On
dört sene sonra ben belki olmam
Dile
kolay
Yağmurunda
ıslanırız sırsıklam
Yatak
döşek lafta beraberliğin sonra
Özgürüz
aynı safta
Bir
mum aleviydi en başta
Dile
kolay
Güneşinde
ısınalı sıpsıcak
Kaç
on dört seneye bedel bir bilsen
Ömrümden
verirdim
Uğursuz
kalmaktansa yıllarca
CEM
İ CEMALİ NUR
Cem
toplandı
Cem
tek şiirle hayatını topladı
Ne
derli toplu ve yamandı
Beyaz
camla büyüdüm onunla
Elini
sıktım dostça
Gözleri
dermandı denizdi
Yüreği
ipek çilesi
Halkını
sevmekti çilesi
Halk
toplandı
Cem
tek şiirle halkına veda
El
salladı dostça
Ne
deli dolu ne zorbaydı
Güleryüzlü
bir beyefendi ve sosyal demokrattı
Türkiyeden
onca uzaktayım
Giremedim
cemine
Renkli
camda öldüm onunla
Elimi
sıktı dostça
Ve
ağlama ağlama dedi ısrarla
Gözleri
deryaydı denizdi
Yüreği
ipek kozası
Halkını
sevmekti tekçe günahı
Halk
toplandı
Cem
tek şiirle halkına elveda
TEK
SEFERDE
Ya
veyli
Kurak
mı kurak bir çöl dalgası
Nilüferler
yüzdüren bir göl rüyası
Ve
dahası
Esaret
ayak bileğine halhal
Hal
böyleyken hürriyet narası
Ya
veyli
Sahrayı
yakar uçuşan yürüyüşler
Ne
yeryüzü ne gökyüzü var
Zaman
saklanmış kovuğuna
Ve
sonrası
Nihayete
dek toprağı yırtan yağmur
Mahmur
gözlerde yaşam pırıltısı
Ya
veyli
Ateşten
hayallerin yolcusuyum
Yanarsam
yanayım
Anasını
satıyım
ŞİİR
YAŞI SIFIR
Şiirlerimle
aynı yaştayım
Sözcük
sözcük ihtiyarlamış
Sarhoş
bir…
Alkolden
fazlaca hazzetmeyen
Meltem
sigarasından mentollenen
Duman
duman dağılmışım
Vincesterden
çıkan mermiyim
Adres
şaşıran
Şiirlerimle
aynı yaştayım
Dize
dize emekleyen
Memede
çocuk…
Emzikten
fazlaca hazzetmeyen
Ağlama
naralarından kaçan
Sayfa
sayfa toplamışım
Ofsette
renklenen boş kağıdım
Milad
değiştiren
Şiirlerimle
aynı yaştayım
Uyak
uyak uyuklamış
Artık
uyanan cüce…
Gücüme
gidiyor şiirsizlik
Bu
yaşta küçük küçük
Embesilce
bir…
Biliyorum
biliyorum ihtiyarcığım
Sorhoş
bir…
GÜNEŞ
ÖLÜNCE GÖR
Güneşe
yürüyenlerin soyundanım
Fırtınalarla
savrulan ruhtan
Tenim
kör gözüm güneş
Toz
kervanındayım
Aklımın
kuraklığına tutsağım
Ateş
filini içerim
Dilsizim
dinsizim
Peygamberi
nebilerin soyundanım
Fırsatları
yaratan ruhtan
Etim
toprak sözüm deniz
Zerre
kervanındayım
Aklımın
kuraklığına özgürüm
Ateşin
gözünü öperim
Alım
kızılım
Bayrağı
bayraklaştıranların soyundanım
Farazaları
yok sayan ruhtan
Elim
solak aklım solak
Kum
kervanındanım
Aklımın
kuraklığını seveyim
Ateş
topunu tutarım
Tenim
güneş gözüm kör
Güneşe
yürüyenlerin soyundanım
DÜŞYAKASINA
DÜŞ
Önüm
sıra gideceksen
Öncüm
Eksi
kaçlarda ağlıyor dünya
Veya
insülüne
Ve
eksik şekere
Kanar
mı bu rüya
Düş
yakamdan düşler yakası
Gönlüm
İstinat
duvarları yıkıyor
Babam
yarenim
Yardan
oldum ardan olmadım
Güller
açılıyor sofamda
Güllaç
sofrası
Cananı
sardıkça sonbahar
Güneşe
eş arıyor Samanyolu
Önüm
sıra öleceksen
Ölümsüzüm
Çeltik
tarlasında üşüyor dünya
Özlemektir
vakitli vakitsiz üşenmeden
Aşka
erişim saltanatı
Tunçtan
heykellere aldırmadıkça
Ardımsıra
geleceksin
Ardıç
kuşum
Eksi
kırklarda donuyor insan
Veya
doğuyor
Ve
eksik bedende
Yanar
başka rüya
Düş
yakamdan düş yakası
VASİYETİM
HAYSİYETİM
Er
doğdum geç ölürüm belki
Geç
olsun ama güç olmasın
Uykumda
Uy…
Uy
adamcaz ölmüş desinler
Ölüme
yalnız gidilir sevgilim
Yiğitçe
Ak
kefenlere sarıldıkça ruhlar
Sular
seller gibi yaşanır
Er
doğdum geç ölecem sanki
Geç
olsun ama güç olmasın
Yatağımda
Yat…
Yattı
adamcaz yatış o yatış desinler
Ölüme
ağıtlar yakılır sevgilim
Yakma
Kara
toprağa yatırılınca bedenim
Sular
seller gibi yaşayabilirsin
Geç
doğdun er ölebilirsin
Unutma
Erin
öldü diye ölecek değilsin
Alabildiğine
yaşa
KOKU
Adam
gibi adam olmakla başlar
Damarda
dolaşan sevgiyle
Çık
salın öpücüklerle
Islak
güneşi anlatırken masallar
Kayalar
deniz kokar
Yosunlar
kaya
Sen
bi başka
Arştan
marşa
Pul
pul dökülür hayat
Zarftan
mektuplara
Sıran
geldiğinde adamlaşacaksın
Beklediğin
doğum
Suspus
gecelerde kara bi çığlık
Yarılır
yüreği gecelerin
Sen
adam gibi adam korkmayacaksın
İncinmesi
yüreği masalların
Deniz
balık kokar
Ihlamurlar
doğa
Sen
bi başka
Karman
çorman
Babakolik
bebekler ağlamaz
Adam
gibi adam olmakla başlar
İçeri
akıtılan gözyaşları
Çık
salın sözcüklerle
Güneş
tutulmasını anarken şiirler
Işıklar
sen kokar
Karanlık
ben
KAÇINCI
SUNU
Kaç
tonluk pres kalbimi zorlayan
Her
gece her gece
İstemdışı
Kar
suları içiyorum
Atabarı
dönerken fırtına
Karşımda
koskoca bir tablo
Ecinni
fırçasından çıkan
Acınma
sıram geldi
Kaç
tonluk pres ciğerimi daraltan
Her
gece her gece
Soluksuzum
Ucu
yanık hayatı çekiyorum içime
İstemdışı
Camekanları
donarken gecenin
Can
cana susamış
Cam
cama sabahlarda şah
Gürler
ağlandıkça yarınlara
Kötürüm
doğar kırkayaklar
Her
güne her güne
Doğa
dışı
Bacalar
pusarken akdumanı
Karla
yuğarım yüzümü
Kaç
tonluk pres aklımı kurcalayan
Her
gece her gece
GÜNEŞİ
BALÇIKLA
Bacılar
alınmayasınız
Duyarsanız
günün birinde birinden
İnanmayasınız
aldırmayasınız
Alnımın
çatından öpün yine
Vurun
gerekirse alnımın çatından
Ondörtlü
yatağımın altında
Kar
yığınları kararırsa erkenden
Unutmayasınız
her şey iyi bir gelecek için
Duyarsınız
günün birinde birinden
Alnımın
akından öpüldüğümü
Çarşı
pazarda aynı bilmece
Anamın
taze sütünden emdiğim günü
Ezansız
ezalara inanmayasınız
Asi
kentin asimilasyonuna
Aşkı
kaybettiren iç güdüdür hırs
Evet
gülün adı yok
Vurun
dilerseniz alnımın akından
Ondörtlü
şiltemin altında
Şahin
pençesi boğazlamadan yarınımı
Altüst
olunca sevdalar
Keyfe
keder yaşanır kader
Çilli
horozların ötmediği gündür son
Sonsuz
teşekkürler orağı paslı
Bacılar üzülmeyesiniz
ONURSA TAVIR
Bir ipucu ver dedimse
Uydu mu ya şimdi
Kuzeydoğudan batıyor güneş
Hafızama kayıtlı tarihler sırasıyla
Kibrit alevi gibi rakipler
Oldu mu ya şimdi
Hangi hayatta hangi yeni sayfa
Bir ipucu ver dedik diye
Pera da aşk
Bıçak ucu sırlar şimdi sırada
Saf güzelliğini sergiliyor
Hangi anlaşma hangi birlikte hayata
Şükür anı küfür anı zaman içinde
Çile dimdik hayatta
Çöle döndü geleceğime dokunuldu
Serada arz
Göle çaldığım maya tutmadı
İçime çektiğim her nefeste sana dair ne varsa
Beynelmilel bir ipucu
Okul yolunda deniz kokusu
Pis şiirler yazıyorum diye
Kuzeydoğudan batıyor güneş
Oldu mu ya şimdi
OCAĞIN ORTASINA
Tabancalar patlar sinsice
Havaya uçar barış
Sakın şaşırma
Ailem var korunacak
Günlerim var yaşanacak
Vargeçmesede kaybettiren gala
Tabancalar susar ateş gülü
Yere yığılır barış
Sakın unutma
Ailen var korunacak
Günlerin var yaşanacak
Rüzgardan bir hançer içini deler
Tabancalar kusar ateş dölü
Toprağa uzanır barış
Adım adım çaresizlik
Sakın inanma
Ailen var yaşatılası
Aklın var korunası
Yalanlardan bir demet elini yakar
Tabancalar kusar ateş topu
Sele kapılır barış
Sakın korkma
Ailen de var aklında
BUZ GİBİ RÜZGAR
Bir bayram günüydü
Mavi gökyüzü doyasıya ağladığında
Sessizlik çığı düşüyor düşlerin içine
Sokağa çıkma yasağı şaşkınlığı
Kolaçan seviyesinde zırhlılar
Mırıldanışlar demir elbiseli
Namlular çömelmiş tepkisizliğe
Korkudan sarardı yapraklar
Bir bayram günüydü
Şehrin ana caddesinde devasa uğultu
Kızıl kestane gökyüzünde direniş çarkı
Dağlar kayalar titriyor bu kapışmada
Tanrıçaların göğsünde küfür ve beddua
Beşikler sallanıyor büberonsuz
Nişanlar takılı koca gövdeler düşlerin içine
Mavi gökyüzü delicesine ağladı
Bir bayram günüydü
SİHİR SİSTEMİ
Aileler dağıldı
Çocukların büyükleri hapiste
Baskı güç getirdi
İç savaş gölgesi kapıda
Toprak duvarlar bile ördü
Damlar çöktü
Ölümün ilk akşamıydı
Kuran dan ayetlerin gözü yaşlı
Göğü dolaşan ilahiler esrik
Bilinçaltı denizinde öfkeli destan
Aylaklık eden yıldızlar uslandı
İç barış zedelenmesi pencerede
Toprak sıvalar bile döküldü
Camlar patladı
Can mı dayanır bu acıya
Aileler dağıldı
Çocukların büyükleri hapiste
Kardeşleri mektup yazıyor
Dağlar göçtü
Ölümün ilk akşamıydı
Kuran dan surelerin gözü yaşlı
Göğe terk edilen umutlar eksik
Ne yapsaydılar imamı reddetmeyip
Allah ın hakkı üçtü
Canlar düştü
Ölümün ilk akşamıydı
Aileler dağıldı
ÇIRPI KİRPİ SAÇ VE ARIZA
Bir bitim bile yok
Su yok
Çinko leğen ve çırpı çocuk
Arap sabunu ve gazyağı
Maşrapa naylon
Su aşırı sıcak
Soğuğu yok
Bir bitim bile yok dedi çocuk
Arkadaşları etti hediye
Yaş aşağısı yukarısı yedi
Ve anacığından dayak yedi
Çinko kazanın altına yakıldı ateş
Ortalık yerde çinko leğen
İçinde ayaküstü çırpı çocuk çıplak
Küllü arap sabunu
Ve kapkaynar su
Kafatasını kazıyan dişli tarak
Acıması yok
Bir bitim bile yok dedi çocuk
Gazyağı oldu parfümü
Yaş aşağısı üstü yedi
Akşamı gaz ışığında ders çalıştı
Bir biti var idi hediye
Anacığı ellinden aldı
Af yok
TATLI DİL
Sıkıldım
Sıkılaştırıcı kaynaktan içtim
Cemi cemali nurdan
Tek seferde
Sıyrıldım
Şiir yaşı sıfır yalnızlıklardan
Güneş ölünce gör sen beni
Düş yakasına düşünce güneş
Vasiyetim haysiyetimdir
Tek nefeste
Sıyrıldım
Gül kokunu içince canım
Kaçıncı sunu bitmez umu
Güneşi balçıkla sıvadıklarında gör beni
Onursal tavır düşünce kalbe
Kaç kalibrelik bir patlamadır
Düşüveren ocağın ortasına
Buz gibi rüzgarla palazlanan
Tek nesilde
Savruldum
Sihir sistemi buğulandıkça
Şiir yaşı sıfır yalnızlıklara
Çırpı bacaklı kirpi saçlı çocukla
Usulca çık dışarı
Tek başıma
Sıkıldım.
USULCA DIŞARI ÇIK
Bermuda şeytan üçgeni yalanı
Ve ütopya
Kaç yılımı çaldı
Geriye kaç yılım kaldı
Kör şeytanından bulası bermuda
Ve ütopiya
Kaç ülke kaldı
Geriye kaç yalan
Akıl yaşımda kırkbir
Kırkbir artı sonsuz artık bir masal
Kırkbir artı kırkbir zor
Geriye zavallı bir yalım kaldı
Salım kaç kişiyle acaba
Geriye sayım başladı
Gözlerimi kör eden ışık
Ve güneş
Uçsuz bucaksız deniz
Kapkara
Bilginin eteklerinde bir çocuk
Ve zamansız ölüm
Sihrini sayısız hikayeye sakladı
Bu safdışı bir neslin gücü
Şeytanı boğazladı
Ve ütopya
Kırkbir kere maşallah
Aşk türküsü söyleyerek yaşadı
Ve bilgelik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder