Erdoğan Aksu
YENİ YILDA “FINDIKKABUĞUNU DOLDURMAK”
Email: yerelgazeteci@hotmail.com
4,5 milyar yaşındaki dünya ve üzerinde yaşayan yedi milyar insanın Yeni yıla girmeye hazırlandığı yılın şu son günü, âcizane yılın son yazısını yazmaya elimiz varmıyor bir türlü. Aklımızda 2011 de yaşanan hasarı ve zararı 2012 de açıkça hissedilecek envai çeşit depremler ve yürek yakan ‘memleketimden insan manzaraları` birikince iş içinden çıkılmaz hale geliyor.
YENİ YILDA “FINDIKKABUĞUNU DOLDURMAK”
4,5 milyar yaşındaki dünya ve üzerinde yaşayan yedi milyar insanın Yeni yıla girmeye hazırlandığı yılın şu son günü, âcizane yılın son yazısını yazmaya elimiz varmıyor bir türlü. Aklımızda 2011 de yaşanan hasarı ve zararı 2012 de açıkça hissedilecek envai çeşit depremler ve yürek yakan ‘memleketimden insan manzaraları’ birikince iş içinden çıkılmaz hale geliyor.
Tek bir cümle yeter aslında dünyayı anlatmaya. Yedi milyarlık dünya nüfusunun yüzde seksen beşi kırsalda dünya ekonomisinden yüzde yirmi pay alarak yaşıyor, yaşamak denirse eğer.
Zaten yazmak da bir süredir anlamını yitirdi. Her aklı başındayı çıldırtacak, yığınla kötü olay yaşandı 2011’de. Emperyalist sermayenin çökmüşlüğü Ortadoğu’yu, Kuzey Afrika’yı, Orta Avrupa’yı kıskaca aldı. Ve petrole, yer altı yerüstü kaynaklara tarifeli seferleri başladı egemen güçlerin. Liderler alaşağı edildi, insanlık onuru hiçe sayıldı, baskı ve sömürü eksilmedi arttıkça arttı. İncindik, üzüldük, yerindik bir yıl boyunca. Sağlı sollu esen rüzgârlara savrulmadık, renk vermedik, bakış ve duruş yalpalaması göstermedik, direndik kendi çapımızda hayatın her olumsuzluğuna.
Günlerce çok önemli sorunlar üzerine kafa yorduğumuz gibi, fındık kabuğunu doldurmaz meselelerle de boğuştuk. Akla getirmediklerimizi yaşadık, düşündük yapamadık, planladık tutmadı, umutlandık köreldi ve koca yıl bu gün sonlanacak.
Tüm acıların yanı sıra, acıların en babası, babayı kaybetme acısını da yaşadık bu yıl. Hayata tutunabilme, Sevgi ve hoşgörüyü içselleştirme, hayatı kaçırmama, düşlerimizi düşleme cesareti veren kaynağımızı memleketinde kara toprakla örttük, geldik.
Sabah bu yazıyı yazmak üzere gazeteye gelirken yeni yıl saç sakal traşı için dışarı çıkan baba yadigarı “usta” ile karşılaşınca ana temamız kendiliğinden oluştu. Keşke dememek için yılın şu son günü babamızın hatırına soframızın çerezliklerinden ‘fındık’ meselesiyle yeni yılı harmanlayalım dedik.
Ülkenin kuzeyinde, atadan yadigâr arka tarafında bir odasını heyelanın aldığı bir köy evi ve üç beş dönümlük fındıklık kaldı Babamızdan. Yolculuğu esenlik dolsun. Şimdilik bu toprağı babamın isimdaşı emmioğlu işliyor. 250-300 kilo fındık çıkmıştır herhalde, ona da hayırlı olsun.
“Bu yıl fındık rekoltesinde ciddi düşme oldu. Koca bir yılını fındığa bağlamış Karadeniz üreticisi umduğunu bulamadı yine. Temmuz ortasında 14 il ve 90 ilçede yapılan Kesi sonrası, Türkiye genelinin fındık rekoltesi 404 bin ton civarında olacağı açıklanmıştı. Olumsuz hava koşulları yüzünden rekolte tahminin çok altında kalmış da olabilir. Rekolte düşüşü nedeniyle fındığın kilosu7-7,5 liraya kadar çıktı. Çıktı ama dekar başına 58 kilo fındık alınması halinde 5,9 TL kilo maliyeti var üreticinin. İşte üreticiler adına bir yeni yıl gerçeği, yeni yıl klasiği.
Yeni hasat öncesi Devlet Ofisi depolarında 400 bin tona yakın fındığın olduğu söyleniyordu. Bir o kadar da bu yılın hasadı eklendiğinde ürünün depolarda çürütülmemesi için zorunlu olarak yağlığa ayrılacağı görülüyor. Yağlığa ayrılan fındıktan 50 kuruş kar edildiği de başka bir yeni yıl gerçeği, işte ülkenin tarım politikası klasiği.”
Babacığım işte böyle ‘fındık kabuğundan gemiler’ yine Karadeniz’de battı. Dört deste hayat gülünü elimize tutuşturduğun günden bu yana bu yeni yıl sensiz gireceğimiz ilk yeni yıl. Bu ilk yeni yılda yine her daim öğütlediğin gibi fındık kabuğunu dolduracak sorunların ve fındık farelerinin takipçisi olacağız.
Sen rahat uyu, iyi yıllar…
31.12.2011