7 Temmuz 2014 Pazartesi

21 YILLIK YANGIN, YASAK, YASAKLI ANMALAR, YASAK SAVMALAR VE ZAMAN AŞIMI…

21 YILLIK YANGIN, YASAK, YASAKLI ANMALAR, YASAK SAVMALAR VE ZAMAN AŞIMI…
 

Sivas’ta 02 Temmuz 1993'te 35 aydının yaşamını çalan hain, insanlık dışı katliamın üzerinden tam 21 yıl geçmiş gitmiş. Bu gün silah ve mühimmatını kuşanmış vatan bekçileri bir haber bu otel değil yürek yakan katliamdan. Delikanlı yüreğimiz kanıyor hala. Her olumsuzluğa usturuplu bir kulp takmaktaki maharetimizi, bu ve benzeri en haklı anmalara her yıl engel koymakla dosta düşmana kez daha gösteriyoruz ne yazık ki. Fındık kadar bir umut barış ve hoşgörü için yeterli ama Sivas’ta gerçekleştirilen anma etkinlerinde yıldan yıla yoğun güvenlik önlemleri bahanesi ve Madımak civarına insan yaklaştırılmaması maalesef acıyı her defasında bir kez daha tazeliyor. Zaten zaman aşımı kararı yürekleri hepten yakıyor.
 
Beklenen odur ki, umarız bu sefer dört bir yan Sivas, 2 temmuz da andırmamaya yönelik sivil, asker, polis baskısı olmaz, ramazanın güzelliği adına, cumhurbaşkanlığı seçimleri hatırına...
 
Çok şey var anımsanması gereken, Sivas 93 elbette unutulamaz, unutturulmamalı ve unutulmamalı…
 
Yürekte anımsanmalı Sivas 93. Anımsanmalı çünkü yaşamsal platformda eksiklerimizi ve hatalarımızı görmek adına ve bir daha böylesi vahşi ve din dışı, mezhepsiz bir katliama seyirci kalmamak adına, Devlet-millet adına.    
  
Her geçen yıl, Sivas’ın girişleri ve çıkışları arama noktalarına dönüştürülüp bekleniyor. Bekleniyor bir kıvılcım, merkezi salmalar yerine getirilsin diye. Başka kentlerden Sivas’a akın akın eden kafilelerin araçları durduruluyor. Canından bezdirilip, öfkelendiriliyor canlar. Her gelen şüpheli yaftasıyla incelenmeye alınıyor. Yazılı görsel materyalleri sıkı değerlendirmeye tabi tutuluyor ve el koyuluyor. Üst baş en hassasından kontrol ediliyor, canlar yakılıyor. Kamulaştırılan ve Bilim ve Kültür Merkezi'ne dönüştürülen eski Madımak Oteli önü de araç ve insan trafiğine kapatılıyor. Bina ve sokağı demir polis bariyerleri ile kapatılıyor. An ki anasın, insanın vay anasına diyesi geliyor.
 
İstenen odur ki, umarız bu sefer dört bir yan Sivas’ta ve Sivas’ta,  bu yıl 2 Temmuz da gerektiğince andırmamaya yönelik sivil, asker, yerel parlamenter, parlamenter polis baskısı olmaz, ramazanın güzelliği adına, cumhurbaşkanlığı seçimleri hatırına ve canlar parlamaz...

 
Yirmi yıldır, Gel de bir barış gönüllüsü, barışsever vatanperver bir birey, büyük Türkiyeli bir vatandaş olarak bir kırmızı karanfil bırak o melun yere, o insan yakmayı din saydıran yere. Yine mümkün görünmüyor ileri demokrasi gereği. Sol-sosyalist isen eğer kafadan sakıncalısın, giremezsin kente. Yaklaşacağın adım sayısı bile belirlenmiş. Anı köşesiyle idare edecek isen eğer, elinde karanfil platform temsilcilerinden biri olma hal çaresine bakacaksın. Yoksa bekleyeceksiniz daha daha ileri demokrasiyi ve sapla samanın karıştığı bir seçimde en babasından cumhurreisi seçilmesini.
 
Hatıralarımız, anılarımız, anmalarımız da elimizden alınıyor, analarımızın yüreği yanıyor…
 
Buna asla benzemesini dileyemeyeceğimiz, benzer çağdışı katliamların bir daha yaşanmaması için, Anmak, yermek, kınamak, telin için bile ilin valisinin, parlamenterinin peşine takılarak, devlet erkanı ile birlikte, devletin izin veridiği oranda, bir nevi açılış statüsünde protokolvari bir prosedür oluşturuluyor Sivas’ın ellerinde. Sivas ellerinde sazım çalınır…
 
Usule uysalca uymada gör. Yeni teamüller harici, toplumu bilgilendirmek ve uyarmak için bir basın bildirisi bile açıklayamayacaksın. Elin kalem tutuyorsa, kağıdın da varsa eğer asla ve kata yazamayacaksın.
 
Dünyaca meşhur Madımak’ın içinden tek kare fotoğraf alamadan, filme, kameraya çekemeden dolaşacaksın usulca, usluca eğer çemberden içeri adım atabilirsen. Basın açıklamasını da yaparlar, yürüyüşünü de, yüreği-canları yanmışlar adına, onlar her şeyi yaparlar. Matem törenleri de düzenlerler. Sen üzüntülü bir figür oluştur yeter. Onlar senin adına hem ağlarlar hem de gülerler nasılsa. Her şeyi yaparlar da izin vermezler topluca anmaya.
 
Tam asker yaşı, 21 yıl geçmiş, kızıl alevlerin Madımak’ı yuttuğunu, aydınlarımızın ellerimizden kayıp gittiğini ekranda çaresizlikle izlediğimizin üzerinden, tamı tamına 21 yıl.
 
Asla unutulmamalı Sivas 93, unutulamaz, unutturulmamalı ve unutulmamalı ama hafızalardan silme işlemi daha katliam günü başlatıldı hala sürüyor. İleride bu günleri dahi çok arayacağız anlaşılan. Hasetle resetliyorlar toplumun bilincini. Canlar yanmış, canlar unutturuluyor, canımız darlanıyor, iyice daralıyor çember.
 
Yüreklerdeki, içimizdeki ve Madımak’taki yangın hala sönmedi, sönmeyecek. Hissedilmesi duyulması gereken Utanç otelin bilim kültür merkezine dönüştürülmesi ile ortadan kalkacak sanki. Kalkmaz hiç, yananla yakan yan yana durdukça bu yangın harlanır. O gün orada yakmasalar da duyarsız kalanlar devletin hangi mevkilerinde konuşlanmışlar acaba bakmak lazım. Bu ayıp bize yeter de artar, deyip utanırız hala insanlığımızdan.
 
İşte O can pazarının yaşandığı günlerde doğanlar kaç seçimde oy kullandılar, askerler, anneler, babalar. 02 Temmuz’dan habersiz, haberli olsa da duyarsız milyonlarca birey. Güllük gülistanlık masalıyla devşirilmiş kaç on milyon yürek. Kaç on milyon yürekte de sönmeyen ateş, yanan canlar…
 
Tam 21 yıllık bu yürek yangını. Yasak, yasaklı anmalarla geçiştirilmiş, yasak savmalar ve zaman aşımı ile genelleştirilmiş ama;
 
Yüreğimiz hala yangın yeri, yüreğimiz halen yanıyor. Biz “ibret için yakılması gerekenlerdeniz” deyip sıramızı bekliyoruz, gelin bakalım muhteremler…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder