11 Ekim 2016 Salı

ME-EKMEĞİ KİM BULDU? KİM İŞVEREN?

EKMEĞİ KİM BULDU? KİM İŞVEREN? 

Hiç sordun mu? Ekmeği kim buldu… Hava, su, güneş hazır vardı. Peki, yeşillenip sararan bir ottan ekmeği kim buldu? Bulunup sofraya konduğundan beri bölüşülemiyor. Tanrıçaların bulduğu söylenen ekmeği tanrılar neden çalıyor. Hiç takıldı mı aklına. Hırsızlığın tarihi de ekmeği çalmakla mı başladı acaba…

Hiç düşündün mü? Yaşam tarzında kendini bulamayıp rantını sağlayamayınca resme günah diyen, beyninin akustik dalgalarında heykeli ucubeleştirenleri. Ülkede kendilerini merkeze getirip rol model anlayışta aktörleşenleri. Onlar aktörleşmek isteyenlerdir. Kendi konseptlerinde estetik ve sanatın yerine kendilerini koyma anlayışı.

Hiç gördün mü? Her yerde önce ben, hep ben,  her yerde ben egosunun getirdiği son noktayı. Çirkin, nefret dolu, çatışmacı, bölünmeci, ayrıştırıcı, bünyesi entrika dolu. Edepten yoksunluk.  Ve bunların sonucunda baskıcı, yakıcı, yok edici faşizmin gerçek resminin pratiğine uyma. Sonuç faşizmin uygulanması.

Hiç duydun mu? Ülke egemenlerinin hayatın her alanında sesini duymak, resmini görmek, rol model olma denemelerine karşı nefret duymak bu toplumun en doğal hakkıdır. Suç telefonda kadın sesi duyup abdesti bozulanların kadın sesini suçlamaları değil, kendi ahlak ve edep anlayışlarının yargılanıp suçlanması olmalıdır.

Hiç bildin mi? Günümüzde bilgisayar dünyasının yaydığı resimler yazılar kendi beğeni tabanını oluşturup kendi rol modellerini yasak ve sansüre rağmen ortaya koyma direncidir. O direniş yandaşlarıyla birlikte egemenleri de ters düz edecektir.

Hiç dinledin mi? Müzik kültürü nüfus cüzdanından daha iyi anlatır insanı. Bir ülkenin müziğini oluşturanlar o ülkenin en önemli yapı taşlarıdır. İnsanların nereli olduklarını sormaya gerek yok. Nasıl türkü söylediklerini sor yeter. M.Ö. 6. yüzyılda Antistones demiş ki; bir ülkenin müziği değişince o ülkenin yasaları da değişir. Montesquieu ise bir ülkenin türkülerini yapanlar, yasaları hazırlayıp yönetenlerden daha önemlidir demiş.

Hiç olur mu? Sağlıklıydılar. Heyecanlıydılar. Acilen acile kız görmeye gittiler. Sevk alıp dâhiliyede tanıştılar. Gözde gördüler, kbb de duyup konuştular, cerrahide sünnetine bakıldı. Mamografi, tomografi ultrasonları çekildi. Kardiyolojide kalp atışlarına bakıldı. Dişte azı dişleri çekildi. Laboratuarda klinik bulgulara rastlanmadı.

Hiç oldu mu? Bevliyede bekâret kontrolünden sonra kucaklarına bir çocuk verilip taburcu edildiler.

Hiç işveren oldun mu? İşveren…

İşveren

Hey, bana baksana yakışıklım
bana yakışıklım deme dedi.
Benim adım oysa buysa ne fark ederdi ki,
aklını alırdı, kralı dokunamazdı.
Bekleyemezdi.
Binmeliydi ilk gelen tıra
vukuatı varsa var, avukatı da var.
Sen beni birde köyde gör
on numara, beş yıldız yaşarım.
Beş vakit namazımdayım.
Yüzüm çirkin ama gözlerim dik bakar dedi.
İlk gelen tıra atladı lastik şimdi patladı.

Yol verince işveren,
otobana çıktı oda oldu işveren...

Sen hiç ekmeği kim buldu diye sormadan yolsuza yol verdin mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder