İÇİNDEN GÜNEŞ IŞIĞI GEÇEN EYLEMLERE YOLDAŞ OLACAĞIZ…
Bu kongre her kongreden farklı. Nedeni ise eğrisi doğrusuyla kaç kuşağı, kuşakları etkileyecek bir sığlığın içine düşüldüğü gerçeğidir. Bu yüzden iyi düşünülmelidir. Düşündük, geleceğe bu bakış açısıyla baktık ve biz bu kongreye giderken bir karar verdik; Bağımsız bağlantısız adaylaştık. Çünkü basiretli davranmak, geleceği görmek ve geleceği güzelleştirecek projeler ve değerlerle iç içe yaşamaktır siyaset. Aday olduk çünkü asla korkmadan eksik güncelere er, içinden güneş ışığı geçen eylemlere yoldaş olalım, su gibi akan güncele damgamızı vuralım istiyoruz…
İnanıyoruz bu kongre parti içi demokrasiyi hakkıyla hayata geçirecek ve yönetmeye talip lider kadroların iktidar partisi olmaya aday partiye egemen olmasını sağlayacak. Ancak bu yenilik ve oluşacak yeni yöntem ve yönetim görecelidir. Önemli olan ise yurt genelinde iktidara yakınlaşmanın sağlanıp sağlanamayacağıdır. Seçme kriteri sadece bu olmalıdır…
Ayrıca bu kongrede kendi içinde muhalefeti olmayan, muhalefet olmazsa olmaz deyip, en cılız muhalefeti bile silen, bünyesinde barındıramayan yoz anlayışın da artık partide gömülmesi gerekir. Mevcut iktidara nasıl muhalefet edilebileceğinin görülmesi ve bunu gösterenlerin seçilmesi gerekir. Bu yeniden yapılanma ve değişim kongresinde ne derece keskin ve ne kadar radikal muhalefet yöntemleri şekillendirilecek ise bir bir belirlenmesi gerekir.
Bu kez bu kongre tüm yönetim kademelerine kim seçilirse seçilsin hiç fark etmeyecek, aynisi olacak girdabında yine yeniden boğulmak değildir. Olmamalıdır. Zaten öyle düşünüp tavır takınanlar ise yakın gelecekte bedelini fazlasıyla öderler. Durum o haddeye dayanmıştır.
Elbette bir siyasi kurumda bazen aşırıya kaçsa da yönetimlere girme çabası, yönetici olma hevesi, üst yönetimlere gidebilme üzerine kurgulanmış siyaset normal karşılanabilir. Bu bir iddia ise eğer siyasetin gereğidir. Üstelik erdemliyse ne ala. Bir nebze de olsa saygıyla karşılanabilir. Ama sonu nereye varacağı açıkça belli, niteliği göz ardı ederek, nicel ayrıcalıklarla siyasette menfaat sağlamak ise bir o kadar yanlıştır. Bu asla solculuğa sığmaz. Partide karşılığı da olmamalıdır. Bu kongrede bu kronik yanlış da düzeltilmelidir.
Solculuktan dem vurup her platformda yapısal bir sorun yok, varsa da zamanla aşılır diyerek, anlaşılması zor dozda kongreyi heyecansızlaştırmak ve kongreyi kazanıp kaybetme sürecine hapsetmek de partizanlıkla bağdaşmaz. Zaten sonrasında idari ve yapısal sorunlar gittikçe artar. Yapay yönetsel yapılar kısa zamanda durağanlaşır. Bir yapısal karmaşa oluşur. Yıpranma ve yıpratma mekanizması devreye girer. Böylece toplumsal mesajları algılayamamak, gidişatı bilimsel göstergeler doğrultusunda görmemek yaygınlaşır. Halktan kopulur uzaklaşılır. Bilinmeli ki bu öngörüyü vakti zamanında durum tespitiyle ele almadıkça üzerine gidilmedikçe her yönetim diktaya evrilir. Bu günkü durum aynen budur.
Oysa var olan bozukluğu gidermeye çalışmak, düzeltmek kişisel siyasi faydadan öte ülke yararınadır. Tersine lokal ısrarcılık ise tabanda düşünce ve proje üretebilecek çapta birçok kadroyu da önerme yapmama noktasına iter. Bu kayıtsızlığa sürüklenme ise kamuoyunda partiye güveni de azaltır.
Öyleyse partideki kurumsallaşma sürecinin yenilenmesine her türden kadro değişimine gerçeklikleri ve gençleşen ülkeyi görme ölçüsü uygulanmalıdır. Yani bilinç ve bilinçlendirme düzeyi tam, her alanda söz sahibi olabilecek ve ortak kararlara katılıp inisiyatif alabilecek, yetki paylaşıp siyasal etkileşimin önünü açabilecek kadroların yetkilendirilmesi gerekir. Yani siyaset biliminden nasiplenmiş erişkinlere, yetişkinlere ve ileriyi gören, yolun sonunu öngören yolculara olanak tanınmalıdır.
Yıllardır göz önünde tasvirlenen bu keskin durum aynıyla ve aşkın biçimde sürerken şimdi nitelik ve nicelik açısından en aktif üyeler ve öğeleri bünyesinde barındıran bir partinin bu kongreyi değişimin gerçek yüzü olarak algılamaması yeni yenilgilere zemin hazırlar. Sonra geleneksel alışkanlıklarla bahaneye maharet katma ustalığı da işlemez.
Bu kongrede dikkate değer bulunulması gereken tek durum ise tüm iç kavgaların içine niçin sürüklenildiği değil, dışa dönük isyan ve ayaklanmaların zamanını geldiği gerçekliğidir. Bu çizgideki buluşmalarda geç bile kalınmıştır. Bilimsel öğretiler örgütlenmeyi güçlendirir ve tüm başsız başkaldırıları da yönlendirir. Bu kongre artık özgün olmanın, tam karşıtlığın dirilişini, benliğimize belleğimize yerleşen sol değerlerin kazandığını perçinlemelidir. Yeniden bu kusurlu, bozuk düzenin teşkilatlandırılması tüm kongresel çabayı da boşunalaştırır. Statükoculuk ve ideolojisizlik temelinde kökleşen travma ise diğer kongreye dek sürer.
Aday olduk çünkü bu sürgün sürgit gitmesin istiyoruz…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder