5 Temmuz 2015 Pazar

SİVAS 02 TEMMUZ…22 YILLIK YANGIN... MADIMAK...


SİVAS 02 TEMMUZ…22 YILLIK YANGIN... MADIMAK...

Sivas’ta 02 Temmuz 1993'te 35 aydın, sanatçı ve emekçinin yaşamını çalan hain, insanlık dışı katliamın üzerinden tam 22 yıl geçmiş gitti. Delikanlı yürekler kanıyor hala, anaların yürekleri yanıyor hala. Yasaklı anmalar ise dosta düşmana karşı sembolik düzeyde kaldığından, maalesef acılar tazeleniyor sadece…

Arzulanan ve istenen odur ki, umarız ve dileriz bu kez dört bir yan Sivas’ta ve Sivas’ta, 2 Temmuz da gerektiğince yaslanır canlar. Gereğince andırmamaya yönelik sivil, askeri, yerel parlamenter, parlamenter polis baskısı olmaz hiç.

Temenni odur ki ramazanın getirdiği güzellikler adına, meclis başkanının seçilmesi hatırına, kurulacak koalisyonlar hesabına, bu yıl ki 02 Temmuz da canlar paralanmaz, ateş harlanmaz...

22 YILLIK YASAK, YASAKLI ANMALAR, YASAK SAVMALAR VE ZAMAN AŞIMI…
 
Sivas’ta 02 Temmuz 1993'te 35 aydın, sanatçı ve emekçinin yaşamını çalan hain, insanlık dışı katliamın üzerinden tam 22 yıl geçmiş gitti. Delikanlı yürekler kanıyor hala, anaların yürekleri yanıyor hala. Yasaklı anmalar ise dosta düşmana karşı sembolik düzeyde kaldığından, maalesef acılar tazeleniyor sadece…

Arzulanan ve istenen ve de beklenen odur ki, umarız ve dileriz bu kez dört bir yan Sivas’ta ve Sivas’ta, 2 Temmuz da gerektiğince yaslanır canlar. Gereğince andırmamaya yönelik sivil, askeri, yerel parlamenter, parlamenter polis baskısı olmaz hiç.

Temenni odur ki ramazanın getirdiği güzellikler adına, meclis başkanının seçilmesi hatırına, kurulacak koalisyonlar hesabına, bu yıl ki 02 Temmuz da canlar paralanmaz, ateş harlanmaz...
Bu gün yarın silah ve mühimmatını kuşanmış vatan bekçilerinden teskere alacakların bir haber olduğu bir durum 2 Temmuz. Bu otel değil, insan yakan yürek yakan katliamdan habersiz 22 yaşında olup ülkeye yön tayin edenler ve edecekler.

Bizim delikanlı yüreğimiz kanıyor hala. Her olumsuzluğa usturuplu bir kulp takmaktaki maharetimizi, bu ve benzeri en haklı anmalara her yıl engel koymakla dosta düşmana her seferinde bir kez daha gösteriyoruz ne yazık ki.

Fındık kadar bir umut barış ve hoşgörü insanlık için yeterli ama Sivas’ta gerçekleştirilen anma etkinlerinde yıldan yıla yoğun güvenlik önlemleri bahanesiyle Madımak civarına insan yaklaştırılmıyor. Bu yakınlaşamama maalesef acıyı her defasında bir kez daha bir kez daha tazeliyor.

Zaten zaman aşımı kararları yürekleri hepten yakmış...
  
Unutulmaması gereken çok şey var. Çok şey var anımsanması gereken, Sivas 93 elbette unutulamaz, unutturulmamalı ve unutulmamalı…
 
Yaralı yüreklerde anımsanmalı Sivas 93. Biteviye anımsanmalı çünkü yaşamsal platformda eksiklerimizi ve hatalarımızı görmek adına ve bir daha böylesi vahşi ve din namına din dışı, kitapsız mezhepsiz bir katliama seyirci kalınmamalı. İnsanlıkta sınıfta kalmamak adına, Devlet-millet adına unutulmamalı.   
  
Nedense her geçen yıl akıllanılmadan, Sivas’ın girişleri ve çıkışları arama noktalarına dönüştürülüp bekleniyor. Bekleniyor bir kıvılcım çıksın, merkezi salmalar saldırmalar yerine getirilsin. Başka kentlerden Sivas’a akın akın eden yürekleri yaralı kafilelerin araçları durduruluyor. Canından bezdirilip, usandırılıp, öfkelendiriliyor canlar. Her gelen can dost şüpheli yaftasıyla incelenmeye çekiliyor, alınıyor.

Candostların yazılı yazısız, görsel materyalleri sıkı değerlendirmeye tabi tutuluyor ve çoğuna el koyuluyor. Üst baş en hassasından kontrol ediliyor, suçluymuşçasına canlar yakılıyor. Kamulaştırılan ve Bilim ve Kültür Merkezi'ne dönüştürülen eski Madımak Oteli önü de araç ve insan trafiğine kapatılıyor. Bina ve sokağı demir polis bariyerleri ile kapatılıyor. An ki anasın, insanın vay anasına diyesi geliyor.

Umarız ve dileriz ki, bu ramazan ayı hürmetine yaşanmaz bu ayıplar, yaşatılmaz…
 
Yirmi iki yıldır, gelsin de bir barış gönüllüsü, barışsever vatansever bir birey, sözde büyük Türkiyeli bir vatandaş o melun yere bir kırmızı karanfil bıraksın, yasak ki yasak. O hümanist insan yakmayı din saydıran, dini yakmak bilen yere gözü yaşlı baksın, ama yasak ki yasak…

Bu sene yine pek mümkün görünmüyor ülkedeki ileri demokrasi gereği. Üstelik Sol-sosyalist isen eğer kafadan sakıncalısın, madımak hiç mümkünsüz, kente giremezsin. Yanaşacağın yaklaşacağın adım sayısı bile belirlenmiştir ayrıca. Anı köşesiyle idare edeceklerden isen eğer, elinde karanfil platform temsilcilerinden biri olma hal çaresine bakacaksın çok önceden.

Yoksa bekleyeceksiniz daha daha ileri demokrasiyi ve sapla samanın karıştığı bir seçimden sonra kurulacak faşizan koalisyonları. Yeniden bir daha ve daha yanmak, yakılmak için belki de…
 
Anılarımız, anmalarımız hatıralarımız da elimizden alınıyor, zavallı analarımızın yüreği yanıyor…
 
Sivas’ın ellerinde buna asla benzemesi dilenmeyecek, benzer çağdışı katliamların bir daha yaşanmaması için, anmak, yermek, kınamak, telin için toplanılıyor her 2 Temmuz. Sınırlı sayıda kişi ilin valisinin, parlamenterlerinin peşine takılarak, devlet erkanı ile birlikte, devletin izin verdiği oranda, bir nevi açılış statüsünde protokolvari bir prosedüre boyun eğiyor.

Sivas ellerinde sazım çalınır…
 
Programlanan usule uysalca uymada gör. Yeni teamüller gereği harici yerlerde, toplumu bilgilendirmek, uyandırmak ve uyarmak için bir basın bildirisi bile açıklayamayacaksın. Elin kalem tutuyorsa, kalemin kağıdın da varsa eğer asla ve kata yazamayacaksın.
 
Aklıevvelerin dünyaca meşhur ettiği Madımak’ın içinden tek kare fotoğraf alamadan, filme, kameraya çekemeden dolaşacaksın usulca, usluca. Dolaşabileceksin belki, eğer çemberden içeri adım atabilirsen. Onlar basın açıklamasını da yaparlar, yürüyüşünü de. Bir güzel hallederler her şeyi yüreği-canları yanmışlar adına, onlar her şeyi yaparlar. Matem törenlerinin de en alasını düzenlerler. Sen üzüntülü bir figür oluştur yeter.

Zaten onlar hem yakarlar hem bakarlar, senin adına da hem ağlarlar hem de gülerler nasılsa. Her şeyi yaparlar da izin vermezler sadece topluca anmaya.
 
Tam 22 yıl geçmiş, kızıl alevlerin Madımak’ı yuttuğunu, aydınlarımızın ellerimizden kayıp gittiğini ekranda çaresizlikle izlediğimizin üzerinden, tamı tamına 22 yıl.
 
Kim ne derse desin asla unutulmamalı Sivas 93, unutulamaz, unutturulmamalı ve unutulmamalı. O mahşer gününü hafızalardan silme işlemi daha katliam günü başlatıldı ve hala sürüyor. İleride bu günleri dahi çok arayacağız anlaşılan. Hasetle resetliyorlar toplumun bilincini. Hayretle canlar yanmış, canlar unutturuluyor, canımız darlanıyor. Ve  iyice daralıyor çember.
 
Yazık yüreklerdeki, içimizdeki ve Madımak’taki yangın hala sönmedi, sönmeyecek.

Hissedilmesi duyulması gereken utanç otelin bilim kültür merkezine dönüştürülmesi ile ortadan kalkacak sanki. Kalkmaz hiç, yananla yakan yan yana durdukça bu yangın iyice harlanır. O gün orada yakmasalar da duyarsız kalanlar bu gün devletin hangi mevkilerinde konuşlanmışlar acaba bakmak lazım. Bu ayıp bize yeter de artar, deyip utanırız hala insanlığımızdan.
 
İşte O can pazarının yaşandığı günlerde doğanlar kaç seçimde oy kullandılar, askerler, anneler, babalar. 02 Temmuz’dan habersiz, haberli olsa da duyarsız milyonlarca birey. Güllük gülistanlık masalıyla devşirilmiş kaç on milyon yürek. Kaç on milyon yürekte de sönmeyen ateş var, yanan canlar var…
 
Bu vahşet tam 22 yıllık bu yürek yangını. Yasak, yasaklı anmalarla geçiştirilmiş, yasak savmalar ve zaman aşımı ile genelleştirilmiş ancak;
 
Kor yüreğimiz, yüreğimiz hala yangın yeri, yüreğimiz halen yanıyor. Biz de belki “ibret için yakılması gerekenlerdeniz” deyip sıramızı bekliyoruz, sıra bize de gelir, gelin bakalım muhteremler…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder