DENİZİN DİSİ VE AYDEDEYLE
YILDIZ-1-
İNANÇ MESELESİ
Dört incilede inanmam
Gizlenmiş gerçeklere tapsam
yeridir
Misyonerlerin kucağında bebek
isa
Gözlerinde tuzağa düşmeyin
Ne isaya ne musaya yaranamadık
gitti
Dört onluğu geçtik
Kur an kurgulamış kuranı
anladık
Bir inandık pir inandık
Bizden gayrısı has Müslüman
Ne isa ne musa Mustafa anlar
bu kırklığı
Kırklar kapısında
Felekten bir gece çalmalıyım…
UÇAN HALI
Elifbayı da okudum
Harf ve harekelerden anlarım
yani
Latinceyi de okudum
Biraz mürekkep yaladık hani
Mektep medrese gördük hasbel
kader
Ama böylesi bi kader
Böylesi bi keder
Kırk yıl düşünsen aklıma
gelmezdi
Hal ve gidiş sıfır…
CAMEKAN CAMI
Terk ediyorum seni aksi şehir
Nankörsün ve kör
Göremedin…
Göremezdin evet bari
hissetseydin…
İyi şiir okuyandan şair olur
mu
Şiir okuyor diye başımıza baş
O zaman Nazım a ne demeli
Şiar dedi aldandın rüyalarımın
şehri
Güvendin
Nankörsün ve kör
Bu yüzden terk ediyorum seni
aksi şehir
SORMA GEÇ
Kasımpatılar soldu…
Ankara radyosundan canlı
itiraf
Atam dokuzu beş geçe
Bilen beri gelsin
Kadın sesi mi erkek sesi mi
ama ağlamaklı
Dolmabahçe sarayında…
Sarayları yıkılası ülke
Birkaç on sene daha yaşasaydı
olmaz mıydı
Kırkım çıkmadan görmezdim bu
günleri
Artık çok geç çok
Ankara televizyonu da onların
elinde
Kasımpatılar soldu…
PAY PAYDADAN KÜÇÜK
Peynir gemileri battı
Laf taşır artık koca koca
gemiler
Limandan limana şarkılarla
Şarklıyım evet
Şimal yıldızı ağlıyor halimize
Çocuklara la fontenden
masallar
Aptal karga kurnaz tilki
Tavşan ile kaplumbağa
İlahi her şeyleri bu
allahsızlar sattı
Laflar peynir gemileri
CANGIZ
Eli açık olma desem de ol
kızım
Sen denizsin
Kara kaplı lügatta en zarif
kelamdır
Cömertlik…
Denizdeki zerreyim ben
Kapkara gökyüzündeki mavimsi
leke
Sen ise Deniz…
KUL HAKKI
Ey esirgeyen budadılar bizi
Budalalar…
Budaya tapar gibi sana
tapanlar
Bunda bi iş var diye
düşünmediler
Ey esirgeyen esirge bizi
Tek suçumuz egemenlik
milletindir demek
Ve korkmadan söylüyorlar
gerisi de var
Bu daha bir…
Ey Türk Gençliği birinci vazifen
“ Uyan “
Ey esirgeyici ilelebet
SONDAJ
Sonra sonu geldi evrenin ve
Cehennem haram kılındı bana
Ülfetimden sordular ahvalimi
Balkon safasındayım el verince
lodos
Üç boyutlu bir drama gök
perdede
Dengi yok bu savruluşun engine
Her şey denize kavuşmadan
önceymiş
Dilcanım tutuldu güneşten önce
Saatler durmuş bileğimde
Feneri de sönse dünyamın
Yatık yatırlara sunmam
meramımı
İkna turları sona erdiğinde
Dert küpüm çatlar yarı
belinden
Diyar diyar dolaşmalarım son
bulur
Ve karşımda cennet kuşları
Her şeyin sonu denize
kavuşmaymış meğer
SON DOZ
Çayda çıra
Çayırda çalakalem şiir
Özlem çarkı döndükçe aklım
tutuşuyor
Islama köfte ve acı biber
Ismarlama takımla veda
masasındayım
Salıpazarı civarı
Devri deyiş anı
Kasırga otu biçmişim onca sene
Sar geri hayatım sar
Sandık örtüsünde adım yazılı
İçinde yapayalnız bir ada
Ve basmakalıp su tanrısı ikonu
Her ilke son yaraşır
Fasıl heyetinden zorlama bi
şarkı
Ve çayda çıraya eksik şiir…
Çarkıfelek döndükçe aklım
tutuşur
SON KOZ
Sudan sebeplerle kırıldı bu
yürek
Ayılmalıydım ama geciktim
Kazan kaldırmak boşa bu saatte
En iyisi kulaçlamak sağır
geceleri
Münafık tayfasından önce
En önce varmak kız kulesine
İtiraz kaleminden ricam var
Yazsın denizin de sinden başlayarak
Kırmızı balonlara resmim
Ve bir türkü tutturmuşum
arastada
“ Evreşe yolları dar “
Kuşluk vakti beklerim hepinizi
Zebaninler uyanmadan ayılmadan
İnanç meselesi naparsın
Sudan sebeplerle ayrıldım bu
bedenden…
Çoktan ayrılmalıydım geciktim…
SON BİR Kİ
Uçan halım var
Her camekan camı çatladığında
boydan boya
Tutturan düğmelerim rengarenk
Kocamış bir çocuğum ben
Sorma geç hayallerimi
Pay paydadan küçük
Cangızlar düzsün ağıtımı
ardıma
Kul hakkıyla varmak istemem
sonsuzluğa
Uçan halıma atladığım gibi
Sondajlarım evreni boydan boya
Son dozu elinde hayatın
Son kozum
Ve her camekandan içeri
baktığımda
Camdan duvar aramızda
Son bir ki ve uçuk yüzlü
SEPET HAVASI
Ulan ne içinden çıkılmaz işler
var başımda
Kararmış gökyüzü gibi aklım
Yerde ve gökte asılı her söze
talibim
Kendimi dinlemekten usandım
Ulan ne şanssız adamım ben
Kavrulmuş yeryüzünde topraksız
tohumum
Yerde ve gökte yazılı her söze
şahidim
LAMBALI RADYO
Ayıpların en büyüğünü gizlerim
kanımda
Her iki dünyada kayıp
Durulurum sövüp sayıp
Taptıklarımın en büyüğünü
gizlerim canımda
Açılmaya görsün iç kapılar
MISIR EKMEĞİ
Ateş yemişim alev alev
İçmişim yılları
Velev ki sarhoşum ezelden
Hangi kimlik benim ki
Aslolan ve bana ait
İt lalangası süzmüşüm aklımda
Açmışım yolları
Aşmışım sırları
Asmışım aklıma alev rengini
KELEBEK KORKUSU
Rakamlar var öğrenilecek
Bol sıfırlı
Harfler var sıfırdan
başlanacak
Latince abece
Ve içi boyanacak hayvanat
resimleri
Çocukluğum silbaştan
Mankafalığı en baştan
Bıraktım bırakalı özgürüm.
CAM BARDAK
Yesin deniz oburca
Aklımdan geçenleri
Alabora kayıklar diyarında
Martılar tımarlar dalgaları
İsteksiz kesik akşamlarda
eserim
Kenetlenmişim etkensiz etkisiz
Yudum yudum duyumlara
Varsın yesin deniz oburca
Aklımdan sızanları
TAKIM BENLİĞİ
Bir güzel oya hayat
İşlenecek doya doya
Yeter ki sabret
Fıskiyelerden fışkırır
sınırsızlık
Ve uğrarım geç vakit sana
SUSKUN SÖZLÜK
Küçük elini sevdiğim
Bi baştan bi başa deniz
sevdası
Dalgaları kırılır belimde
Elimde küçük ayakların
Bendeki de baba cesareti
Babamdan öğrendim çocuk yaşta.
TOPRAK VAZO
Masadayım
Bir yanımda acayip bir
uyuşukluk
Karıncalanma karınca kaderince
Yaratıklar kuşatmış bedenimi
Tasadayım
Taşmadan gönül pınarı
Anmak isterim ve anarım
Masumane
Tüm hergeleliklerimi
KUYRUKLU MAYMUN
Ana haber bültenlerinde acı
var
Cephanelikler patlamışçasına
Sancı
Artık kim kime yeterse
Yetkililerin masalı
Büyüklere
Çocuklar bile kanmaz.
RENK CAMBAZI
Arastada bir çılgınlık
Bir çığlık
Ve tek ağızdan bi nara
Köşeye sıkışmışım
Sıkmışım anasını
Böyle çılgınlıkların
İŞBAŞI
Ve şimdi kazanma zamanı
Kakülünden düşen emekle
Emeklerim
Emdiğim nefes dünya ötesi
PANTALON PAÇASI
Bin yıllık ağırlık var
üzerimde
İsadan önce Muhammedden sonra
Aradakileri
Bir yıllık anmışlığım var
Sonra sonrası yok
Bu kadar dua yeter.
TOPAL AĞA
Bir nevi liderlik sultası
Sultanın sürme çekilmiş
gözdesi
Nevizadede her akşam bi tek
atan akşamcı
Beyoğlunun sustalısı
Pasparlak geceyarısından kaba
etine
Bi nevi akla takılan çentik
Atılmış ki kan sızıyor
yürekten
Bir nevi nevizade
Nevizade güzellemesi
DAVETİYE
Fakirlik masalı bu
Yani ahmaklık
Değil …
Doğrul ve diklen
Faka basınca ahmaklar
Oy anam babam ilen de ilen
İlen ki boşa ilen
Boşa gitmesin fikirler
BU NE BEBEĞİM
Gerçeği yalanlayanlar var
Kalbe değersiz bakanlar
Bakanların ciğeri beş para
Bakmayanlar Karun kadar zengin
Bu ne lan
Langırtçılardan çen çalmalar
ÇİNKO LEĞEN
Babadan oğula kalmayacak
öğütler var
Beynimde avucumda
Kızım iyi dinle
Avcundaki sıcaklıkta hayat var
Hayatta aşk
Aşk da can.
KAYNAR KAZAN
Kaskını takınca erteleme
Elmas gözlüm
Akçalı işlere haşır neşirlik
Bir yere kadar
Orda bekle beni
Seni arındıracağım tüm
günahlarından
Kasma narin gövdeni
Ertelediğin yeter
Bırak deniz maviye
SAATLİ SAATSİZ
Akmayınca aklıma
Gagalar yüreğimi anlaklar
Sirk cambazımsın
Düşerken tutarım şemsiyeni
Ve seni
Esin denizine düştüğümde
Öperim alnından
Bırak beni
KESME ŞEKER
Çıkmayınca kafesinden can
Katafalklar kurulur
Vakit buldukça konvoy
Klavyeler eşliğinde kundaktaki
güler
ACIKLI MANZARA
Halayık kargaşası
Otantik aryalar sunar
köknarlar
Ve orman üşür
Ormanda ben…
GERİLLA DANSI
Tarikatçı abartması
Ekseriyetle sofrada kuşburnu
çayı
İnanma sen
O özel hazırlamış üzüm suyudur
EKSİK TARTI
Alakargalar ablukasındayım
Kadavralar botanik bahçesinde
Ben bir garip elçi
Elçiye zeval olmaz ama
Boynumda çeliğin soğuk yüzü
GÜMÜŞ MAŞRAPA
Sandukasında pirupak
Gırla amonyak kokusu
Allak bullak
Allak bullak olmasam da
Sundurmandayım en
arzuladığında
Bir başıma ve en genç
Çekmekten iyidir.
KIRIK YELPAZE
Angaryalar aryası söylerim
Katarakt gözlüm
Azgınlık somya altı hikayeleri
Tetikledi dünyamı
Aktı gözüm, aktı suyum
Hangarlara dolası aklım
Aklımı uçurdum
Bir kuşluk vaktiydi
NAPALM BOMBASI
Elma ağaçları kesilmiş
arsalara kurulmuş
Abrakadabra villaları
Rumuzu lütfen bakmayınız
Araklanmış uzun namlulu
silahlar
Bacasında gizli evlerin
Boa yılanları sokmuş
tavşanları
Arzı endam ediyor kuşku
KARAKOL
Cırtlak bi ses
Kıyametin habercisi
Kristalize şakayıklar kınıyor
Kükreyen aslanın mazbatası
rehin
Rehin edilmiş taze hayatlar
PEYKE
Koridorlarda kargaşa
Kaç el bombası peşpeşe yağan
Verniklenmiş kayalar
darmadağın
Angaryayı yaşamak sanki
Nakarat mıntıkası
Mıntıka temizliği vakti
Bir el bombası düştü
Yer gök paramparça
KÜLAH
Örekesine yandığım
Hangi izm bu
Parkuru kundaklanmış parkların
Kehribar başlı madonna
Dilek aroması
Gül kokulu
Mum kokulu kadınım örtün
Örtünmediğin yerlerden
öpeceğim
Bu hangi izm ise
Ismarlama öleceğim
UVERTÜR YARATISI
Bacalarda elçilerin eli değmiş
Durak nutku dillerimize
takılan
Tabanca kabzalarına işli isim
Anlamadan atasözlerini inan
Kopyalanmış akşamlar kesik
kesik
Ağlaşmadan salya sümük
Ve son sonsuzluğa
Kaynar kazana saatli saatsiz
Kesme şeker dokunulmazlığı
Acıklı manzara gerilla dansı
Eksik tartılmış mey gümüş
maşrapada
Kırık yelpazeler serinletiyor
napalm bombasını
Karakol peykesinde bir yolcu
Külahında roma dondurması
Müsaade sizin efendiler
Bacalarda pis bir duman
tütüyor
MÜSAADE SİZİN
Bir sepet havası çalıyor
orkestra
Adı doğa orkestrası
Lambalı radyoları patlatıyor
tınısı
Mısıra ekmeği nar gibi
kızarmış
Safrada az yağlı yoğurt
Kelebek korkusu yayılmış
ovalara
Cam bardaklar çatlamış
Takım benliği yaralanmış
Suskun sözlüklerde sözcükler
Toprak vazoda kuyruklu maymun
resmi
Renk cambazı kır çiçeklerine
İşbaşının pantolon paçasına
yazılı
Topal ağalar davetiye çıkarmış
ölüme
Bu ne havasızlık bebeğim
Çinko leğenlerde yıkanıyor
uvertür
yaratısı…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder