24 Kasım 2011 Perşembe

24 KASIM VE GEVHER HOCAM

24 KASIM VE GEVHER HOCAM

24 Kasım ülkemizde Öğretmenler Günü. Gazi’nin 24 Kasım 1928’de başöğretmen olarak kara tahtanın önünde yerini aldığı gün, 24 Kasım Öğretmenler Günü. Bu yazımızı lisedeki edebiyat öğretmenimiz Gevher hanıma ithaf ediyoruz ve tüm öğretmenlerimiz adına ellerinden öpüyoruz.
Öğretilen odur ki; İnsanın tarihsel süreçte var oluşu hep öğrenerek olmuştur. Öğrendikçe maddi ve manevi gereksinimlerini karşılamış, ademoğlu işlevsellik kazanmış ve rahata erişmiştir. İşin özü daha mutlu, olabildiğine özgür ve çağdaş yaşam düzeyine erişim eğitim ve öğretim sayesinde zirve yapmıştır.
Bilinen odur ki; Çağdaş, özgür, modern, kalkınmış toplum olmak elbette eğitimle olur. Ülkelerin dünyadaki yerini ise eğitime ve öğrenime verdikleri önemle, eğitime aktardıkları kaynakla ölçmek ve değerlendirmek en doğru kıstastır. Öğretmenine, eğitimcisine ve eğitim kurumlarına verdiği değerdir asıl olan, ülkeyi ülke yapan. Yani “eğitimdir bir ulusu şanlı, hür ve bağımsız kılan”. Çünkü ” Eğitim ve eğitimciden yoksun bir ulus henüz ulus olma kimliğini kazanamamıştır” der Ata`lar, kazanamaz da.
Görünen odur ki; Bizim yitik kuşak bireyleri tahsilinin her aşamasında öğretmenlerine hayran olmuş, gıpta ile bakmış ve daima onlara özenmiş bir kuşaktır. Durmadan değişen ve gelişen dünyada, bilimsel ve teknolojik her yeniliğe, yenileşmeye ayak uydurmada hala onların rehberliği değişmeyen değiştirmeye kıyamadığımız tek olgudur, tek yoldur. Neden derseniz “Ulusları kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir.” Deriz, kalpten inanarak.
Yaşanan odur ki; Yitik kuşaktan biri olarak Atışalanı ilk okulu’nun baraka sınıfı bahçesine babamız tarafından bırakıldığımız ilk günden, üniversite kepini havaya fırlatışımıza kadar ki her öğretmenimizi ayrı ayrı hatırlarız. Her fırsatta duygulanarak içlenerek anarız. Hepsinin üzerimizde ödenemez emeği, yok sayılamaz izleri ve asla unutulmaz unutulamaz anıları vardır. Yetişmemizde ve yetişkin olmamızda hafifsenemez ağırlıkları vardır, zevkle taşınan. Çünkü onlar “Dünyanın her yanında öğretmenler, insan topluluğunun en fedakâr ve en değerli varlığıdır.” Vecizinin öncüleridir. Biz yitik kuşak bireyleri de uslanmaz takipçileri.
Gerçeği odur ki; Bugün kendimizi, devrimci, ilerici, vatansever, demokrat diye adlandırıp namlandırıyorsak, dil, din, ırk, cinsiyet, renk ve mezhep ayrımı yapmıyorsak, insan haklarına, düşünce ve inançlara saygı gösteriyorsak Atışalanındaki Okul-barakadan bu güne bize notun yanında beynini veren, alınteri döken öğretmenlerimizindir, o duyulası gurur.
Doğrusu odur ki; Yeri gelip kendisiyle ve toplumla barışıksak yeri geldiğinde de gözümüzü karartıp atılıyorsak bitmeyen kavgaya bu ruh halimizde onların eseri. Övündüğümüz ve övünmekten kaçınmayacağımız bir haleti ruhiye ye sahipsek yine onların marifeti. Emeği en yüce değer görüyorsak, özgür ve bilimsel düşünceye sırtımızı dönmüyorsak, asla kırılmayan şimdiki dünya görüşümüze sahipsek, garibi gurabayı koruyor ve kolluyorsak hala, özetle helali haramı biliyorsak yine onların sayesinde. Boşuna denmemiş olsa gerek “Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.” Sözü.
Öğrenilen odur ki; Hala öğrenmeye açsak, öğrenmeye hayat boyu devam edeceksek, hayat boyu öğrencilikten gocunmuyorsak, başucumuzda daima okunulası bir kitap duracaksa ” Gelecek gençlerin, gençler ise öğretmenlerin eseridir.” Sözüne inanıyoruz demektir. Geçmişi bilip dersler çıkarmak ve geleceği kurmak adına hala mücadele edebiliyorsak, binbir suratlı hokkabalara rağmen, öğretmenlerimizin onurlu mücadelesinin eseri olduğumuzdandır. Çünkü ”dünyada her şeye kıymet biçilebilir. Ama öğretmenin eserine asla kıymet biçilemez.”

Son söz odur ki; ”Toplumların uygarlık düzeyi, öğretmene verdiği değerle ölçülür” diyoruz acizane, Gevher hocam. Bu yaşımıza da sapma göstermedik şükür, bilginize sunarız. Siz çok yaşayın…


23.11.2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder