30 Kasım 2011 Çarşamba

ALTIN PORTAKAL ORDA KAL


Erdoğan Aksu  
ALTIN PORTAKAL ORDA KAL
Email: yerelgazeteci@hotmail.com

10.10.10`da mutluluk ve özgürlükler ülkesi olamadıysak eğer, sinemacılar gibi ben de acizane suçluyum. 11.11.11 kombinasyonu `içerden çıkanlar kabadayılık yapmasınlar` diyenlerin gideceği, herkesi düşünenlerin geleceği günlerin başlangıcı olur mu Tanrı bilir. Ama iki yıl sonra bu özel günler bitecek. Eğer eski tas eski hamam devam ederse, 12.12.12`den itibaren `siyaseten` içeri girmenin hal çaresine bakacağım. Çıkınca da hala onlar var ise `esaseten kabadayılık` yapacağım.


ALTIN PORTAKAL ORDA KAL
     10.10.10`da mutluluk ve özgürlükler ülkesi olamadıysak eğer, sinemacılar gibi ben de acizane suçluyum. 11.11.11 kombinasyonu "içerden çıkanlar kabadayılık yapmasınlar" diyenlerin gideceği, herkesi düşünenlerin geleceği günlerin başlangıcı  olur mu Tanrı bilir. Ama iki yıl sonra bu özel günler bitecek. Eğer eski tas eski hamam devam ederse, 12.12.12`den itibaren "siyaseten" içeri girmenin hal çaresine bakacağım. Çıkınca da hala onlar var ise "esaseten kabadayılık" yapacağım.
      İşte bu özel günler hatrına, 7. sanat dalı ile ilgili bir kaç şey söylemek istiyorum. Bu yıl Antalya altın portakal film festivalinin 47.si yapılıyor. Nerdeyse ayni yaştayız altın portakalla. Son 35 kadarını bir sinemasever olarak yakından bilirim. Bu festivaldir sinemayı sevmeme neden. Türk filmlerini  izleme alışkanlığımın temelidir bu festival. Yeşilçam filmlerini de eleştirmeyişim bu yüzdendir. Ancak festival jüri başkanı Emir Kusturica nedeniyle gündeme başka biçim çöreklendi. Bazı yönetmen ve ekipler festivalden çekildi.  Başkanları protesto edenler ve edecekler hazırlıkta. Akay festivalin esenliği açısından bu jüri başkanıyla devam etmekten yana. Göreceğiz bakalım.
       Protestoların Antalya belediye başkanı CHP`li diye yapıldığını söyleyenler var. Eğer öyleyse yapılan, ayıbın dikalasıdır. Çünkü bu şahıs yaz ortası Bursa belediyesinin düzenlediği bir etkinliğe katılmış. Bursa`da AKP`li. Demek ki bu tantanalar gereksiz. Bu Emir Kusturica efendi Bosna katliamlarını zamanında alaysı bir dille olağan karşıladığını beyan eden bir kusma-kusturma tavrında bulunmuş. Canilere destek çıkmış aklısıra. Asla bir sanatçıya, sinemacıya yakışmayan ve affedİlmez bir tutum.
      Uluslararası mahkemeler Bosna`da yapılanları insanlık suçu ve soykırım diye mahkum etmişse, kusturica efendi külahı önüne koyup düşünecek. Gerçi durumu, izahı çok zor bir durum. Ancak Antalya`ya gelmesi eğer gelirse iyi olur. Bosna`da 92-95 yılları arası yaşanan o trajedinin,dramın unutulmaması unutturulmaması adına. Kadın, çoluk, çocuk beşyüzbine yakın insana reva görülen insanlık dışı her ne varsa bir daha yaşanmaması adına. Gelmesi iyi olur. hayatı sadece şovdan ibaret görenlere de iyi bir ders olur.
       Sinema, sanat olarak her daim siyasidir. Sinemacılar ve sinema sanatçıları siyasal ve toplumsal olaylara asla seyirci kalmazlar. Müdahil ve taraf olurlar. 47. altın portakal da bu kez seyirciler de bildik- bilindik seyirci olmayacaklar galiba. Umarız sanatın evrensel dili gereği konuşulur ve barış öne çıkar. Bu arada Kusturicanın çingeneler zamanı ve yeraltı filmlerini beğenerek izlediğimi ve sevdiğimi de söylemeliyim. Ben o filmlerde faşist ögeler göremedim. Emir Kusturicanın da kusturucu boyutta uslanmaz bir faşist  olduğunu düşünmek istemiyorum. Mikro milliyetçi sınırlarda yüzen sinemadan nefret ederim çünkü.
       Ancak Bosna Hersek`te bile siyasi kimliği yüzünden eleştiri alan ve siyasi kimliği sanatından önce konuşulan bir şahıstan sözediyoruz. Kimse filmlerine birşey demiyor. Üst kimliği tamam da alt kimlikleri biraz mide bulandırıcı. Eğer Türkiye boşnakları da Kusturicayı protesto ediyorsa veya edeceklerse bize saygı göstermek düşer. Ayrıca sırp-boşnak ayrımını da, geçmişte orada yaşananları da en iyi onlar bilir.
      05.05.05 tarihi de önemli. o tarihte Kusturica botez olmuş, ortodoksluğu seçmiş, ismini de değiştirmiş. Öncesini bilmem, hiç te araştırmadım,müslümanmıdır, sıpmıdır, boşnak mıdır diye. Ama artık bütün dünya biliyor. 05.05.05`ten sonra, 500 yıl öncesindeki gibi sırp ve ortodoks olduğu malum.
       Bize onun sanatçılığı lazım. Antalya Altın Portakal da Türkiye`ye...
10.10.2010
Bu Yazı 309 Kez Okunmuş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder