ERDOĞAN AKSU
CHP MANŞETLİK
Email: yerelgazeteci@hotmail.com
Seçimlere 6-7 ay kala yeniden düğmeye basıldı. Yargıtay Başsavcısının ikazıyla başlayan süreç, CHP’yi yeni bir yol ayrımına getirdi. Ya tüzük kurultayı toplanacaktı, ya da tüzük gereği yeni MYK belirlenecekti. İşte bu aşamada kıyamet koptu. Birkaç günlüğüne de olsa CHP iki kutuplu yönetim yapısı sergiledi. Ve CHP’deki bu kriz, tüm basında manşete oturdu. İşin doğrusu gelişmeleri içimiz acıyarak ve yanarak izliyoruz. Çünkü Türkiye’de iki köklü kurum var ki; ne satılabilir ne de özelleştirilebilir. Hiçbir insani güç yetmez bu iki kurumu yok etmeye. Biri İş Bankası diğeri CHP’dir, bu iki kurum. Ancak siyasi hırslar ve deneyimsizlik umarız CHP’yi kayyum sürecine taşımaz. Kısa bir süre önce diğer bir partide yaşananlar CHP’de yaşanmaz.
Seçimlere 6-7 ay kala yeniden düğmeye basıldı. Yargıtay Başsavcısının ikazıyla başlayan süreç, CHP’yi yeni bir yol ayrımına getirdi. Ya tüzük kurultayı toplanacaktı, ya da tüzük gereği yeni MYK belirlenecekti. İşte bu aşamada kıyamet koptu. Birkaç günlüğüne de olsa CHP iki kutuplu yönetim yapısı sergiledi. Ve CHP’deki bu kriz, tüm basında manşete oturdu. İşin doğrusu gelişmeleri içimiz acıyarak ve yanarak izliyoruz. Çünkü Türkiye’de iki köklü kurum var ki; ne satılabilir ne de özelleştirilebilir. Hiçbir insani güç yetmez bu iki kurumu yok etmeye. Biri İş Bankası diğeri CHP’dir, bu iki kurum. Ancak siyasi hırslar ve deneyimsizlik umarız CHP’yi kayyum sürecine taşımaz. Kısa bir süre önce diğer bir partide yaşananlar CHP’de yaşanmaz.
CHP MANŞETLİK
Seçimlere 6-7 ay kala yeniden düğmeye basıldı. Yargıtay Başsavcısının ikazıyla başlayan süreç, CHP’yi yeni bir yol ayrımına getirdi. Ya tüzük kurultayı toplanacaktı, ya da tüzük gereği yeni MYK belirlenecekti. İşte bu aşamada kıyamet koptu. Birkaç günlüğüne de olsa CHP iki kutuplu yönetim yapısı sergiledi. Ve CHP’deki bu kriz, tüm basında manşete oturdu. İşin doğrusu gelişmeleri içimiz acıyarak ve yanarak izliyoruz. Çünkü Türkiye’de iki köklü kurum var ki; ne satılabilir ne de özelleştirilebilir. Hiçbir insani güç yetmez bu iki kurumu yok etmeye. Biri İş Bankası diğeri CHP’dir, bu iki kurum. Ancak siyasi hırslar ve deneyimsizlik umarız CHP’yi kayyum sürecine taşımaz. Kısa bir süre önce diğer bir partide yaşananlar CHP’de yaşanmaz.
Belki de böylesi bir kaos sonradan yaşanacağına, baştan yaşanması iyi oldu. Taşlar çok zor görünse de ortak çabayla, yerli yerine oturtulabilir. Gözden kaçırılmaması gereken nokta şu aslında; CHP ne zaman iktidar kavgası yerine parti içi iktidar kavgası yapmaktan vazgeçecek. Veya her iktidar alternatifi olduğu, oy oranlarında artış gözüktüğü an çevrilen dolaplara aldanmayıp, ne zaman işine bakacak. Beklentimiz partinin adam silme, karalama, karşılıklı atışma ortamından bir an evvel uzaklaştırılmasıdır. Rotasından sapmayan bir çizgiye, ortak akılla sabitlenmesidir.
Elbette CHP kimsenin babasının malı değil, ama koltuklarda kimsenin evladiyelik malı değil, böyle algılanması gerek bu değişim. Ancak CHP ye yakışan tavır ve duruşun, uygulanış biçiminde ciddi sıkıntı var. Partide büyük olasılıkla önseçim yapılmayacak. Dert makam koltuk derdi olunca, vekil seçilmek veya yeniden vekil listelerinde yer almak olunca içten içe hissedilen kavga birden patladı. Ayyuka çıktı. İşte herkesin gizlemeye özen gösterdiği bütün mesele bu aslında. Listeleri belirleme ve düzenleme yetkisini, erkini elinde bulundurmak. Ancak CHP tüzüğü gereği “emeğe göre yükselmek esastır” ilkesi yerle bir ediliyor. Parti emekçileri bu gelişmelere ne diyecek, göreceğiz ilerleyen günlerde.
Gelelim devrim, ihtilal, karşı devrim söylentilerine. Ortada ne devrim nede karşı devrim var. CHP’nin elbirliğiyle yıpratılması, küçültülmesi, parçalanması istek ve arzularını görmezden geliş var sadece. Biz bu ve benzeri filmleri daha önceden de izledik. En halledilmez sorunlarını bir çırpıda çözen bir siyasi birikime sahiptir CHP. Yapar bir seçimli kurultay toptan bitirir her şeyi. Çözer çözmesine de, bunca yıpranmışlığın, oluşacak kırgınlıkların, küskünlüklerin önü alınabilir mi, alınamaz tabiî ki. Seçime beş kala, yorgan gitti kavga bitti, barıştık denildiğinde halka inandırıcı gelir mi bu söylem; gelmez tabiî ki. O zaman kime yarar CHP’de yaşanan bu kriz;söylemeye ne hacet. Yazık oluyor beyler, çok yazık.
O nedenle; derhal seçimli kurultay kararını almalıdır yeni MYK. Yenisi, eskisi, emektarları bu kurultayda son kez hesaplaşmalıdır. Artık şu savaş baltaları toprağa bir gömülsün bakalım, partinin ivmesi ne olacak. Dibe mi vuracak zirveye mi tırmanacak. Kurultaysız atamalarla bu sorun çözülmez. Herkesin güven tazelemesine gereksinim doğdu, dünden itibaren. Yarın geç olur, zamanın hızla aktığı bu dünyada. Delegeye akıl veren, CHP’ye yön tayin eden köşe yazarlarına gelince; Aklınızı sevsinler sizin. Çekin ellerinizi şu CHP’den artık. Şimdi yeni atamalara destek sunacak belde, ilçe, il başkanları olabilir, tam tersi destek vermeyenler de olabilir. Bunları üst yönetimin doğal ve makul karşılaması gerekir. Vurun kellesini, yanlışlığına düşmeden herkes kucaklanmalı bu süreçte. Yalnız bu destekçi veya destek vermeyen başkanlar sinsilisine de bir sözümüz var; eğer 23.05.2010 tarihinden sonra atanmış iseniz, yani o tarihten sonra atamayla başkan olmuşsanız, bu gün için yasal olarak düşmüş olabilirsiniz. Yeniden atamanız yapılmalı, desteğiniz şimdilik örgütünüzü bağlamaz.
Bize gelince; bu parti babamızın malı değil ama, doğuştan partisi. Koltukları babamızın hiç olmadı evet. Bizim de olacak gibi gözükmüyor bu gidişle. O değerli koltuklara oturanlara saygımız babadan yadigar. Bu nedenle saygı beklemek ve görmekte en doğal hakkımız diye düşünüyorum.
Saygılarımla, Erdoğan AKSU
04.11.2010
Bu Yazı 189 Kez Okunmuş
Bu Yazı 189 Kez Okunmuş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder