29 Kasım 2011 Salı

ÇARŞAFA DOLANMAK…


İnsani olanı bulmaya çalışmanın ve ikiyüzlü siyaset yapmayı bir kenara bırakmanın gerçekleşebileceği bir kurultay olmalı 18 Aralıkta yapılacak kurultay. CHP’nin cahillik, yoksulluk ve ayrıcalıklara karşı vereceği mücadelenin neferleri belirlenecek PM Seçimleriyle. İlgisizlikten kaynaklı, kıskançlık bezeli yıkıcı eleştirilerin de yaşanacağı bir arenaya dönüşebilir kurultay. Şimdiden görünüyor ki çarşaf liste-blok liste çekişmeleri damga vuracak kurultaya ve seçilecek kadroya.
Eğer blok liste ile seçimlere geçilirse; kapılanlar kapıldı, kapılmayanları listeye koyalım ve yarışalım mantığıyla parti ivme kaybedecek gibi. Çıkarılacak blok listelerde Özellikle tabelacı partilerden yolu şaşmışlara yer açılırsa, genel seçimlere sirayet edecek bir hastalık oluşur. Bu nedenle işi yokuşa sürme sevdasından ivedilikle vazgeçilerek çarşaf listeli bir kurultay yaşatılmalıdır delegelere. Yoksa bu karda kışta yola düşecek, ölmeden bir seçim yengisi görelim diyen parti emekçilerine bir haksızlık daha yapılmış olur. Ve maalesef o çelikten güçlü bağ kopabilir merkezle taban arasında. Ucu ucuna seçilmiş milletvekilleri ve ucu ucuna meclise girilecek bir oran ile dört beş yıl daha kaybedilmiş olur.
Gerçek CHP’li olmayan, havaya ve rüzgâra göre yol değiştirmişlerin kıyasıya savunuyla üst yönetimlere montelenmesi, yeni kurultay hesaplaşmalarına zemin hazırlar en küçük bir başarısızlıkta. Her partilinin seçme ve seçilme hakkını koruyan çarşaf liste ”Partililere bugün Önder Sav nerede, yarın Gürsel Tekin nerede olacak, Deniz Baykal aday olacak mı diye düşündürtmemek için” gereklidir. Eğer PM’ ye girenler yarın çoğunlukla MV oluyorlarsa, önseçim sözleri de kısmen yerine getiriliyorsa, bırakın bari yol yakınken çarşaf liste uygulansın. Aklı başında bir üst yönetim oluşsun sol vuran, sol olan.
Yok, lider partisi olmak isteniyorsa; lider olmak, liderliği ele geçirmek, tek tabanca olmak bir maharetse, kadro ve kitle partisi aşıkları ne olacak. Eğer adı sanı kim olursa olsun, koltuğa oturunca huylu huyundan bir türlü vazgeçmez travmasına yakalanıyorsa, bu üst yönetim ablukası son bulur mu? Bulmaz tabiî ki. İlçe ilçe, il il birileri çıkar, romanesk bir tavırla bloktan yana olur. Oysa elzem olan madalyonun arka tarafını görmektir. İşin püf noktası, üstünkörü yaklaşmadan, geçmişe kıyaslama yapmadan geleceği planlamaktır. Çarşaf liste için tavır koymaktır.
Zindan kesildik diye kimseler bize darılıp, kırılmasın. Çarşaf liste olursa, anahtar listelerde yer bulamadıkça seçilme şansımız olmamasına rağmen biz de aday olabiliriz. Bırakınız PM’ ye girmeyi o yüce meclise aday olabilmek bile büyük bir onurdur. Eğer bu hak verilmez ise hesaplaşmada olur, ayrışmada olur adı üzerinde kurultay. Ayrıca lamı cimi de yok bu işin, iktidar miktidar kurultayı da olmaz. Yirmi yıldır kurultaylara katılan biri olarak yapıyoruz bu saptamayı.
Parti meclisini, milletvekilini, merkez yürütme kurulunu, ilçe ve il başkanlarını hepsini genel başkan seçecek ise, bizde vatandaşlık gereği gider oy veririz…       

ÇARŞAFA DOLANMAK…
İnsani olanı bulmaya çalışmanın ve ikiyüzlü siyaset yapmayı bir kenara bırakmanın gerçekleşebileceği bir kurultay olmalı 18 Aralıkta yapılacak kurultay. CHP’nin cahillik, yoksulluk ve ayrıcalıklara karşı vereceği mücadelenin neferleri belirlenecek PM Seçimleriyle. İlgisizlikten kaynaklı, kıskançlık bezeli yıkıcı eleştirilerin de yaşanacağı bir arenaya dönüşebilir kurultay. Şimdiden görünüyor ki çarşaf liste-blok liste çekişmeleri damga vuracak kurultaya ve seçilecek kadroya.
Eğer blok liste ile seçimlere geçilirse; kapılanlar kapıldı, kapılmayanları listeye koyalım ve yarışalım mantığıyla parti ivme kaybedecek gibi. Çıkarılacak blok listelerde Özellikle tabelacı partilerden yolu şaşmışlara yer açılırsa, genel seçimlere sirayet edecek bir hastalık oluşur. Bu nedenle işi yokuşa sürme sevdasından ivedilikle vazgeçilerek çarşaf listeli bir kurultay yaşatılmalıdır delegelere. Yoksa bu karda kışta yola düşecek, ölmeden bir seçim yengisi görelim diyen parti emekçilerine bir haksızlık daha yapılmış olur. Ve maalesef o çelikten güçlü bağ kopabilir merkezle taban arasında. Ucu ucuna seçilmiş milletvekilleri ve ucu ucuna meclise girilecek bir oran ile dört beş yıl daha kaybedilmiş olur.
Gerçek CHP’li olmayan, havaya ve rüzgâra göre yol değiştirmişlerin kıyasıya savunuyla üst yönetimlere montelenmesi, yeni kurultay hesaplaşmalarına zemin hazırlar en küçük bir başarısızlıkta. Her partilinin seçme ve seçilme hakkını koruyan çarşaf liste ”Partililere bugün Önder Sav nerede, yarın Gürsel Tekin nerede olacak, Deniz Baykal aday olacak mı diye düşündürtmemek için” gereklidir. Eğer PM’ ye girenler yarın çoğunlukla MV oluyorlarsa, önseçim sözleri de kısmen yerine getiriliyorsa, bırakın bari yol yakınken çarşaf liste uygulansın. Aklı başında bir üst yönetim oluşsun sol vuran, sol olan.
Yok, lider partisi olmak isteniyorsa; lider olmak, liderliği ele geçirmek, tek tabanca olmak bir maharetse, kadro ve kitle partisi aşıkları ne olacak. Eğer adı sanı kim olursa olsun, koltuğa oturunca huylu huyundan bir türlü vazgeçmez travmasına yakalanıyorsa, bu üst yönetim ablukası son bulur mu? Bulmaz tabiî ki. İlçe ilçe, il il birileri çıkar, romanesk bir tavırla bloktan yana olur. Oysa elzem olan madalyonun arka tarafını görmektir. İşin püf noktası, üstünkörü yaklaşmadan, geçmişe kıyaslama yapmadan geleceği planlamaktır. Çarşaf liste için tavır koymaktır.
Zindan kesildik diye kimseler bize darılıp, kırılmasın. Çarşaf liste olursa, anahtar listelerde yer bulamadıkça seçilme şansımız olmamasına rağmen biz de aday olabiliriz. Bırakınız PM’ ye girmeyi o yüce meclise aday olabilmek bile büyük bir onurdur. Eğer bu hak verilmez ise hesaplaşmada olur, ayrışmada olur adı üzerinde kurultay. Ayrıca lamı cimi de yok bu işin, iktidar miktidar kurultayı da olmaz. Yirmi yıldır kurultaylara katılan biri olarak yapıyoruz bu saptamayı.
Parti meclisini, milletvekilini, merkez yürütme kurulunu, ilçe ve il başkanlarını hepsini genel başkan seçecek ise, bizde vatandaşlık gereği gider oy veririz…       
13.12.2010
13.12.2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder