30 Kasım 2011 Çarşamba

Millet Devlet Elele Tatile…


Erdoğan Aksu
 
Millet Devlet Elele Tatile…
Email: yerelgazeteci@hotmail.com

Kurban bayramı yıllardır uzayan, uzatılan tatil günleri nedeniyle, “Tatil” havasında geçiyor. Bayram havasını yitireli yıllar oldu. Daha yılın başında Ramazan ve Kurban ayında işe verilecek aralar inceleniyor, takvim yapraklarından. Bir telaşa, başlıyor şekillenmeye tatil programları. Oruçtur, kurbandır bir yana. Büyükleri, eşi dostu akrabayı ziyaret bir yana. Maddi ve manevi işler vekaletle halledilip yola düşülüyor. Büyüklere, eşe dosta, akrabaya, bayram ziyaretini bahane edip yola düşenlerle birleşince “tatil kervanı” hayat felç, kitleniyor koca ülke…

Millet Devlet Elele Tatile…
Kurban bayramı yıllardır uzayan, uzatılan tatil günleri nedeniyle, “Tatil” havasında geçiyor. Bayram havasını yitireli yıllar oldu. Daha yılın başında Ramazan ve Kurban ayında işe verilecek aralar inceleniyor, takvim yapraklarından. Bir telaşa, başlıyor şekillenmeye tatil programları. Oruçtur, kurbandır bir yana. Büyükleri, eşi dostu akrabayı ziyaret bir yana. Maddi ve manevi işler vekaletle halledilip yola düşülüyor. Büyüklere, eşe dosta, akrabaya, bayram ziyaretini bahane edip yola düşenlerle birleşince “tatil kervanı” hayat felç, kitleniyor koca ülke…
Hal böyle olunca, bayramların birleştirici, dayanışmacı, barışçı özelliğini yavaş yavaş yitirdiğini söylemek, pek de yanlış olmaz. Trafik canavarını sevindiren bu çılgınlık her yıl neden yaşanır, yaşatılır anlamak mümkün değil. Dünya’da bizimkine benzer bayram uygulamaları olduğunu sanmıyorum. İki ay arayla, yılı bölen bayramlar yok gibi. Madem bu bayramlar bize sunulmuş bari gereğini yapalım. Hava bayram süresince mevsim normallerinin üstünde seyredecek olunca, tatil günü de yeterli zaten, İstanbul yollara düştü yine. Hava, deniz, kara yolları tıkanma noktasında. Bu bayram göçerleri aslında, kendilerini keşmekeşin ortasına atıyorlar. Kalanlar rahatça İstanbul’un tadını çıkaracak ve bir güzel bayramlaşacaklar.
Bayram olur da hediyesi olmaz mı? Her bayram önü olduğu gibi; hükümet bir dizi açıklamayla, hediye bombardımanını başlattı. Artık bayram sonu görürüz; akla karayı, gerçek niyetlerini. Bayram cep harçlığı niyetine, esnafa, işverene ve işsizlere “bu gün bayram barışalım” mesajları gönderildi. “Seçim musluklarının” açılış startı kurban bayramı vesilesiyle verilmiş oldu böylece.
Kurban ayı bir de hac ayı. Yeni Diyanet Başkanının ilk beyanatını hac konusunda yapması iyi olur, hakkıyla yaparsa da durumu selefi gibi olur. Çünkü; İktidar partisi vekillerinin çoğu hacca gidince meclis toplanamamış. Devlet resmen  tatile çıkmış durumda. Aman canım toplanmasalar ne olacak, diyebiliriz bizler. İşlerimiz “Yaradana” kaldı diyenler de çıkabilir. İşini gücünü bırak, koş ibadete, ikinciye üçüncüye hacca, kitapta yeri var mı acaba öğreniriz bizler de.
Bizden de gidenler var. Genç yaşta hacca gitmek bize de nasip oldu diyen Belediye Başkanı ve yardımcılarından bir demet, haccı ikileme, üçleme ve tazeleme arzusuyla Mekke’ye uğurlandılar. Cuma akşamı itibariyle, bizde de devlet tatile çıktı. Kaymakam bey eşrafla bayramlaşmasını öğle saatlerinde yaptı. Tatilden yeni döndü kendileri, tekrar çıkmaz herhalde. O kalsın bari başımızda, dost var düşman var.
Halkı, devleti birlikte tatile çıkan, biricik ülkeyiz yeryüzünde, Allah’ın izniyle. Allah’ın gücüne gitmesin ama, “biz de tatile gitmek” isteriz. Şartları ve zamanı oluşunca hacca da…
Hayırlı bayramlar, cümlemize.
12.11.2010

Bu Yazı 214 Kez Okunmuş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder