30 Kasım 2011 Çarşamba

Beyaz Hoca Ve Toplumsal Kültürel Gelişim


Erdoğan Aksu
 
Beyaz Hoca Ve Toplumsal Kültürel Gelişim

Email: yerelgazeteci@hotmail.com

Emre yazılı ömrümüzün son deminde, karamsar tabloya pırıltılı bir el değer mi diye beklemekten usandık. Çünkü İnsan ve doğal kaynak talanına, ata yadigarı değerlere, şark kurnazı çığırtkanlığıyla saldırılara yüreğimiz dayanmıyor artık. Yılan hikayeleri dinlemektense, diplomatik ve politik linçleri irdelemektense bugünlük, gidip Zekeriya Beyaz Hoca’yı dinleyelim dedik. Hoca kurmuş olduğu Toplumsal Kültürel Gelişim Derneğini, Esenler Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen müzikli bir toplantıyla kamuoyuna tanıttı. Biz de oradaydık.

Beyaz Hoca Ve Toplumsal Kültürel Gelişim

            Emre yazılı ömrümüzün son deminde, karamsar tabloya pırıltılı bir el değer mi diye beklemekten usandık. Çünkü İnsan ve doğal kaynak talanına, ata yadigarı değerlere, şark kurnazı çığırtkanlığıyla saldırılara yüreğimiz dayanmıyor artık. Yılan hikayeleri dinlemektense, diplomatik ve politik linçleri irdelemektense bugünlük, gidip Zekeriya Beyaz Hoca’yı dinleyelim dedik. Hoca kurmuş olduğu Toplumsal Kültürel Gelişim Derneğini, Esenler Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen müzikli bir toplantıyla kamuoyuna tanıttı. Biz de oradaydık.

            Beyaz Hoca, konuşmasında derneğin amaçları ve çalışma alanlarının yanı sıra ülkemizin değişik bir fotoğrafını da gözler önüne serdi. “ Gerekirse tokat gibi söz söyleriz “ diyerek; demokrasi ve özgürlüklerin tam olması konusunda uyarılarda bulundu. “ Mutlu olmak hakkımız “ diyerek Türkiye’nin coğrafik özellikleri, yer altı ve yerüstü kaynakları açısından çok zengin bir ülke olduğunu örneklerle tespit etti. “ Zengin toprakların fakir biçare bekçileriyiz “ sözüyle, böylesine zengin doğası olan bir ülkede hiç aç sefil olunur mu diye sordu. 20 milyon insanın fakirlik içinde verdikleri yaşam mücadelesine değinen Beyaz Hoca, “ Yaygın şekilde işsizlik var. Yatırım yapılmazsa sonuçta tabi ki işsizlik olur. Gözümüzü açmak zorundayız. Asla tembellik yapmamalıyız “ dedi.

            Milli ve manevi değerlerimizdeki zayıflamayı, 12 Eylül askeri darbesinden bu yana uygulanan eğitim sistemine bağlayan Beyaz Hoca, “ Okullar kadar dershane var. Dershanelere yapılan yatırımlar okullara yapılsaydı sorun çözülürdü. Ama işlerine gelmez. Bazı dershaneler çocuklarımızı, gençlerimizi kendilerine göre yetiştiriyor” saptamasında bulundu.

            Yabancı sermayenin, Türkiye’ye yerleşmesi ve bolca davet edilmesi, ülke değerlerinin dışarı akıtılması konusunda da özgün görüşlerini dile getirdi. “ Dünyaya kapalı değiliz ama bu işin bir dengesi olması gerekir. Şehrin merkezinde büyük ve yabancı alışveriş merkezleri olmaz. Bizdeki gibi olursa yerli esnafı yerli halkı iflasa götürür. Yurt dışına konferans vermek için gittiğimde; dün silah ile alamadığımız Türkiye’yi bugün paramızla alıyoruz, diyorlar. Satılıyoruz. Yabancılar yerli ortakları ile anlaşıyorlar. İşverenler bir işçi kadar vergi veriyorlar. Vergi vermemek için otuz yollu dolaplara başvuruyorlar. Bir tane Türk markası yerli otomobilimiz var mı yollarda. Yok. Fabrika var bizim değil. Karlarını da alıp götürüyorlar “ dedi.

            Ülkede devlete sövmenin marifet olduğunu vurgulayan Beyaz Hoca, savurganlık ve israfın ülkeyi batırmakta olduğunu ifade etti. “Televizyonlar başıboş, İşgal altında. Bilinçlenmek zorundayız” dedi. Gerçekten dikkatimizden kaçmış olabilecek nice konuya değinen Beyaz Hoca, yaklaşık kırk beş dakika süren konuşmasını “asıl savurganlık yaptığımız şey zamandır” diyerek tamamladı. “ Zamanımızı boşa harcamayalım. Okumayan bir millet bilinçlenemez. Zamanımızı öldürüyorlar. Okuyun, kitap okuyun. Bütün yaptığımız ve konuşmalarımız vatan millet adınadır. Davet bekliyoruz her davete gideriz “ diyen Beyaz Hoca Toplumsal Kültürel Gelişim Derneğine destek istedi, Esenler halkının katılımlarını beklediğini söyledi.

            Zekeriya Beyaz Hoca bir dernek kurdu, çıktı konuştu kapsamında düşünülmeyecek, basite indirgenemeyecek bir gün yaşadık. Çünkü bu oluşumun bir derinliği var gibi görünüyor. Köşemize aldığımız sözlerine bakıldığında bile tek başına, başlı başına uyarıcılık görevi üstlendiği apaçık ortada. Ya sütunlarımız dışına taşanlar ya da Hoca’nın henüz söylemedikleri; Açıkçası biz Hoca’yı bir süre takip etme dileğindeyiz.

Çünkü şu yaşamaya zorlandığımız, şah damarı çatlamış döngüde öğreneceğimiz varsa öğreniriz, bildiğimiz varsa paylaşırız.

 Saygılarımla, Erdoğan AKSU

08.11.2010

Bu Yazı 204 Kez Okunmuş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder