15 Ekim 2011 Cumartesi

DENİZ GÖRÜNDÜ

DENİZ GÖRÜNDÜ
 İstanbul ve Esenler’i birlikte değerlendirerek referandum yazılarımızı noktalayacağız. Aslında referandum sonuçlarına bakarak ülkemizin siyasi analizini yapmak çok kolaydı. Ancak referandumdan sonra her gün değişen bir gündemle karşılaşıyoruz. Yeni anayasa şimdiden dillendirilmeye başlandı bile. Genel seçimin öne çekileceği sinyalleri veriliyor, Başbakanın adı Cumhurbaşkanlığı için zikrediliyor, başkanlık sistemi için kulisler yapılıyor, ana muhalefet liderine Avrupa sosyal demokratları kucak açıyor, eyalet sistemi tartışmaya açılıyor, borsa tavan yapıyor, yani siyasi gündem sıcak gelişmelerle ve kızışarak büyüyor. Böylece bizimde üzerinde özenle konuşacağımız pek çok konu ortaya çıkmış oluyor.
    İstanbul, Türkiye demek. Nasıl ki; Türkiye’nin Karadeniz sahil şeridi hariç tüm kıyıları  referandum da hayır dediyse İstanbul’da hayır dedi. Deniz boyunca bütün ilçelerde yüksek yüzdesel oranlarla hayır çıktı. Evetler ise iç kesimlere ve geri bıraktırılmış ilçelere kaydı.
     Referanduma deyim yerindeyse denizler damgasını vurdu. Denizi gören hükümetten koptu. Muhalefet partilerinin birinin başında Karadenizli bir genel başkan olsaydı Türkiye’nin oy yüzdesi belki de bu şekilde olmayabilirdi. Üç yanı denizlerle çevrili bu ülkede tuz ve yosun kokan her yerde hayır çıkabileceğini düşünmek pek de fantezi sayılmaz.
    Bir Karadenizli olarak iyi yüzemesek bile denizi, denizleri severiz. Yedi tepeli şehirde denize hasret yaşasak da 43 yıllık esenlerli olarak Esenler’i de severiz. İstanbul ilçeleri içinde en çok evet oyu veren ikinci ilçe olduğumuz halde, bir deniz çocuğu olarak çıkan sonuca saygılıyız. Şimdi bizim de beklediğimiz %74’lük çoğunluğun %26’lık azınlığa saygı göstermesidir. Kimse rehavete kapılıp da İstanbul’da çıkan %55’e %45’lik oranı gözden kaçırmasın. Görüşümüz odur ki ilk seçimlerde İstanbul oyları başa baş çıkabilir. İyi biliyoruz ki tarihte fethedilmeyen kaleler, yıkılmayan imparatorluklar yoktur.
    Esenler de referandum öncesi olası yüzdesel sonuçlar üzerinden restleşildi. İlçe başkanlarının beklediği oranların çıkmadığı ortada. Herkes öznel değerlendirmesi sonucunda ya gereğini yapar ya da polemiğe devam ederler. Bu da bizi hiç mi hiç ilgilendirmiyor.
     Ancak Belediye Başkanı M.T.Göksu Esenler’den beklediği ve istediği %90 oranının çok gerisinde kaldı. Başkan seçmenden ısrarla istediği oyu alamadı. Bakalım Esenler için istediğini hükümetten alabilecek mi. Vaat ettiği rakamı, verdiği sözleri yerine getirebilecek mi?
    Acaba Başkan M.T.Göksu bilmeden bir hata mı yaptı. Avrupa Kültür Başkenti İstanbul etkinlikleri çerçevesinde 100.000 esenlerliyi denizle buluşturdu. Bizden söylemesi; Denizi gören uyanıyor…          
 İstanbul ve Esenler’i birlikte değerlendirerek referandum yazılarımızı noktalayacağız. Aslında referandum sonuçlarına bakarak ülkemizin siyasi analizini yapmak çok kolaydı. Ancak referandumdan sonra her gün değişen bir gündemle karşılaşıyoruz. Yeni anayasa şimdiden dillendirilmeye başlandı bile. Genel seçimin öne çekileceği sinyalleri veriliyor, Başbakanın adı Cumhurbaşkanlığı için zikrediliyor, başkanlık sistemi için kulisler yapılıyor, ana muhalefet liderine Avrupa sosyal demokratları kucak açıyor, eyalet sistemi tartışmaya açılıyor, borsa tavan yapıyor, yani siyasi gündem sıcak gelişmelerle ve kızışarak büyüyor. Böylece bizimde üzerinde özenle konuşacağımız pek çok konu ortaya çıkmış oluyor.
    İstanbul, Türkiye demek. Nasıl ki; Türkiye’nin Karadeniz sahil şeridi hariç tüm kıyıları  referandum da hayır dediyse İstanbul’da hayır dedi. Deniz boyunca bütün ilçelerde yüksek yüzdesel oranlarla hayır çıktı. Evetler ise iç kesimlere ve geri bıraktırılmış ilçelere kaydı.
     Referanduma deyim yerindeyse denizler damgasını vurdu. Denizi gören hükümetten koptu. Muhalefet partilerinin birinin başında Karadenizli bir genel başkan olsaydı Türkiye’nin oy yüzdesi belki de bu şekilde olmayabilirdi. Üç yanı denizlerle çevrili bu ülkede tuz ve yosun kokan her yerde hayır çıkabileceğini düşünmek pek de fantezi sayılmaz.
    Bir Karadenizli olarak iyi yüzemesek bile denizi, denizleri severiz. Yedi tepeli şehirde denize hasret yaşasak da 43 yıllık esenlerli olarak Esenler’i de severiz. İstanbul ilçeleri içinde en çok evet oyu veren ikinci ilçe olduğumuz halde, bir deniz çocuğu olarak çıkan sonuca saygılıyız. Şimdi bizim de beklediğimiz %74’lük çoğunluğun %26’lık azınlığa saygı göstermesidir. Kimse rehavete kapılıp da İstanbul’da çıkan %55’e %45’lik oranı gözden kaçırmasın. Görüşümüz odur ki ilk seçimlerde İstanbul oyları başa baş çıkabilir. İyi biliyoruz ki tarihte fethedilmeyen kaleler, yıkılmayan imparatorluklar yoktur.
    Esenler de referandum öncesi olası yüzdesel sonuçlar üzerinden restleşildi. İlçe başkanlarının beklediği oranların çıkmadığı ortada. Herkes öznel değerlendirmesi sonucunda ya gereğini yapar ya da polemiğe devam ederler. Bu da bizi hiç mi hiç ilgilendirmiyor.
     Ancak Belediye Başkanı M.T.Göksu Esenler’den beklediği ve istediği %90 oranının çok gerisinde kaldı. Başkan seçmenden ısrarla istediği oyu alamadı. Bakalım Esenler için istediğini hükümetten alabilecek mi. Vaat ettiği rakamı, verdiği sözleri yerine getirebilecek mi?
    Acaba Başkan M.T.Göksu bilmeden bir hata mı yaptı. Avrupa Kültür Başkenti İstanbul etkinlikleri çerçevesinde 100.000 esenlerliyi denizle buluşturdu. Bizden söylemesi; Denizi gören uyanıyor…          

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder