ESENLER SUS TOPLUMU…
Siyasi yelpazenin neresinde durduğunu bilmeyen ve belli etmeyen partilere ve partililerine emanet çocuklarımızın geleceği. Ne kadar farklıyız deseler de iktidarlar hep ayni iktidar. Zamanla rahatlayınca Oy verenlerin iktidarı olmaktan gittikçe uzaklaşılıyor. İleri demokrasi deyip demokratik devrilmelerle tersyüz ediliyor dünyalar.
Sokaklarda meydanlarda bir sessizlik, bir ıssızlık erketede topyekûn ülke. Genel seçimleri sanki bir süre daha unutturma gayreti var siyasilerde, yapmacık gündemler yaratarak. Yeni meclis kurulmasına üç ay gibi süre kalmış ciddiyetle ele alan yok. İnsanların umurunda değil demek ki. Ya çoğunluk memnun bu iktidardan, ya da muhalefet pek acemi. Düştükçe düşüyorlar her tezgâha. Yelpazesiz siyasetin yansıması olarak sadece korkutma yollu karşılıklı mesajlar üretiliyor ardından. Özellikle Kuzey Afrika ülkelerini adres göstererek. Taban bulma amaçlı estikçe gürleyen mangalda kül bırakmayan bir böbürlenme yarışıdır almış başını gidiyor.
“ Korkmayın millet gereğini yapar, Korkun halk hesap sorar…”
Sözlü sözsüz muhtıralar ayarsızlığında, yazılı yazısız darbeler aymazlığında sürükleniyor ülkem siyaseti. Sekiz yılda seksen darbe girişimi halen iktidar ayni iktidar. Seçimlere beş kala yine iktidar olacağı söylentisi dolaşıyor politika harmanında. Ordu sözümüz meclisten dışarı kulaklarından tutup ayıklandıkça güven kaybediyor, iktidar yerini sağlamlaştırıyor. Hükümeti yıkma iddialarının kime en çok yarar sağladığı besbelli. Seçimlere kadar Ordu tamamen demokrasi düşmanı haline dönüştürülecek gibi bir hava esiyor mahkeme koridorlarında. Gazeteciler ise vatan haini. Böylesi marjinal bir imaj yerleştiriliyor halkoyunun vicdanına. Sonra gelsin reyler. Darbeci asker gider, ileri demokrasi gelir. Avrupa birliğine sunulan raporlara övünçle kaydı düşüldüğü gibi şu kadar asker, şu kadar gazeteci ülkede demokrasi istemiyor, demokrasinin kesintiye uğratılması için planlama içindeler, bu nedenle de içerdeler deniliyor. Ama kimse sorgusuz sualsiz aylardır içerde tutulduklarını söyleyemiyor. Söylemeyip değinerek, ufacık rol çalmak adına Kim muhalif görüntü verirse, hop Silivri hop Hasdal.
Geçen günlerde Genel Kurmay ve Kuvvetleri Hasdal’da ki misafirleri ziyaret edince aklımızda bir anımız canlandı. Kısa dönem askerliğimizin bir bölümünü Hasdal Kışlası’nda 78.Piyade Alayında yaptık. Alayımız daha sonra Davutpaşa Kışlası’na yer değiştirdi. Şimdi yelpazesini kestiremeyeceğim, memleketine erkenden dönmek için yedi ay boyunca çarşı yüzü görmemiş Bitlis’li Nasir takıldı aklımıza;
“Bizim oralarda askerliğini yapmayana kız verilmez abi” derdi bu Kürt çocuğu, sırf bu yüzden katlanıyordu her şeye, evlenebilmek için. Komutan olmak zor zanaat bu ülkede, Başkomutan olmak bu kadar zor mu genel seçimlerden sonra bakacağız.
Askerliğimiz gibi gazeteciliğimiz de kısa sürecek anlaşılan. Yerelde kalsak bile, genele uzayınca boynumuz yalan yok ürküyor insan. Görüyoruz ki içerdeki gazetecilerin siyasi olmak adına vekil adaylığı çabaları var. Bizim Bitlisli Nasir gibi zorunluluktan. Allahtan biz yıllardır politika bahçesini belledik, soyunuruz gazetecilikten giyeriz bahçıvan tulumunu. Bu ülkede asker ve gazeteci olmadıkça her meslek mubah şimdilik, mesleksizlik ise baş tacı.
Çünkü “Korkmayın millet bu seçimlerde de gereğini yapacak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder