15 Ekim 2011 Cumartesi

BEŞER ŞAŞAR

BEŞER ŞAŞAR


            Ramazan ayında bir ay boyunca halkla iç içeydik. Sorup soruşturmalarımız sonucunda şöyle bir kanıya ulaştık. Evet oyu verenler maalesef neden evet dediklerini gerçekten bilmiyorlar. Kime sorduysak iyi olacak güzel olacak dışında geçerli bir yanıt alamadık. Hayır oyu verenler ise neden hayırda direttikleri konusunda daha bilinçliydiler. En azından Türkiye’nin somut gerçeklerine ilişkin söyleyecek sözleri vardı. Sözü olmayanlar ise referandumda konuştular.

            Başlarda silik ve sinik kalan evetçiler sonlara doğru açıldılar. Referanduma iki hafta kala ortada görünmeye ve keskin taraf olmaya başladılar. Bu atak ve atiklik evetlerin oranının nereye varacağının o günlerden belirtisiydi. Gizliden ve açıktan yapılan anketlerin neticeleri geldikçe o sonuca göre bir politika ve propaganda yürüttü iktidar. Muhalefet bu hıza ve haza direnemedi. Ayak uyduramadı açıkçası. Ve beklenen sonuç geldi.

            Şimdi evet verenler özgür bir Türkiye için evet verdiklerini söyleyecekler ve söylüyorlar da. Onları anlamakta zorluk çekiyoruz açıkçası. Çünkü “prangalı özgürlük” geleceğimizi belirleyecek artık. Referanduma evet verenlere teşekkür ilanları boy boy gazetelerde. Hayır verenlere ise yarım ağız bir teşekkür. Bu teşekkürde kinaye mi yoksa içtenlikli bir duruş mu var bilinmez. Hoş pek de önemli değil. Muhalefetin lideri ise kılıcı vurdu; Partililerimi kırdımsa üzdümse özür dilerim dedi. Neden özür dilediği de bir muamma. Biz her ikisine birden teşekkür ediyoruz.

Bir ay süresince, Esenler’de yaşananları ve referandum sonuçlarını değerlendirmeyi biraz erteledik. Ancak 12 Eylül akşamı AKP il merkezinde Sn. Başbakan’ın yaptığı konuşmayı dikkatle izlediğimizi de belirtmekte yarar var. En ön saflarda Esenler Belediye Başkanı ve Başkan Vekilini de tüm Türkiye’nin izlediği gibi izledik. Bir ara M.T. Göksu arka safa düşse de başkan vekilinin çabası sayesinde ön safa geçti. Orada da ye kürküm ye hesabı. Çünkü başkan vekili oldukça prezentable idi.           
           
Bu referandumun sonucunu;12 Eylül faşist darbesi yapıldığında altına edenler ile “netekim evren “ den Allah razı olsun “ anarşik “ olaylar bıçak gibi kesildi diyenler etkiledi. Onlar ilkinde evet demişlerdi şimdi de evet oyu verdiler. Ne bilirler ki darbe sonrası 1 milyon kişinin gözaltına alındığını. 100 bine yakın insanın işinden gücünden olduğunu. 20 bin insanın vatandaşlıktan çıkarıldığını. Ne bilirler ki 10 bine yakın kişinin idamla yargılandığını. 18’ inden küçük insanların asıldığını. Ve daha neler neler…

            Maalesef bu yaşanan ve yaşatılanlara oh olsun diyenlerin hepsi, bu referandumda evet oyu vermiş gibi bir söylenti dolaşıyor ortalıkta. Umarız doğru değildir ve sadece bir söylentidir. Evet oyu verenler, hayır oyu verenlerin en az bileni kadar bu 26 maddeyi irdeleseydi ve bilgi sahibi olsaydı, bu denli rahat oy atamazlardı herhalde. Şimdi bize düşen oturup -özgür bir Türkiye’ yi- birilerinden beklemek. Beşer şaşar ama şaşmadan. Bekleyen derviş hesabı…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder