15 Ekim 2011 Cumartesi

AHLAKLI-TEMİZHUYLU! MİKRODALGA

AHLAKLI-TEMİZHUYLU! MİKRODALGA
Şeker pembesi günlerde CHP’nin MYK’sına da sızmış bir sahte solcu bayramlık ağzını açtı. Bayram sofrasına mikrodalgada ısıttığı zeytinyağlı dolmayı sundu. Çifte güzellik uykularına son verilince ampul bronzluğunu tercih edenlerdendi bu; ismi ahlaklı-temiz huylu! Şahıs. Ancak; güneşin parlaklığından korkup korkuluk gölgesine sığındığını unutmuş anlaşılan.
Solcu müsveddesi; hayatın hallerine dalıp, başörtüsü sallayanlarla kucaklaşmıştı… İnsaf ve vicdan ölçüsünü yitirip diline sahip çıkamadı. Kalantorluğun en babasına kanıp, mikrofonları ve kameraları hap yerine yuttu.
Şimdi onu etkili yetkili mevkilere getirenlerden bir özeleştiri beklemek hakkımız. Çılgınca bir kaçış planını uygulayıp, çamlar altında hayallere dalan bu fani; özür dilemese de olur. Güvendiklerinin, serveti tükenmek üzere zaten. Zeki ve nüktedan görünüşe aldanıp, kapılmış açgözlüce titrek rüzgarlara. Satırlarca döşenir bu eski tanıdığa ama değmez.
Kimseden çekmedi şu ülkenin solu; sahte solculardan çektiği kadar. En akıllı sohbetlerin orta yerinde özelleşen ve güncelleşenlerden seçip serpiştirdikçe merkez yönetimlere ve ortak ettikçe alımlı çalımlı kararlara; bir ömürlük sevda son buldu. Çark eden çark edene, çarkçıbaşının gemisinde… Aslı varken, asıllar kenarda durup bakarken, bekletilirken, iki günlük “kopya solcuların” peşine takılınması akıl dışılık değil de ne? Siyaseti akılla yapmak bu mu?
Sonra çarpık çarpıtılışlar, çarpıklıklar ve mikrodalga kızarıklığı, kısa dalga ve yurttan sesler korosu. Suç, bu sıradan manevracılarda değil ki. Onları; vitrin derdiyle, düzenli düzensiz yoğunluğun içinden çekip çıkaranda.  
Çekilen bütün acılara karşın; bu vitrin cambazlarına bu teslimiyetçilik sürgit karın ağrıtacak, bu yakın örnekte olduğu gibi, yakın gelecekte de…
 Açık yüreklilikle itiraf etmek gerekirse; yanlışlık acı deneyimlerden pay çıkarmayanlarda. Zenginliği herkes için istemeyenleri benimle olmayan, bana karşıdır diyenleri, solun S’sinden bihaberleri bindir en tepeye; altta kalanın canı çıksın. Elbet oy aslanın midesinde olur o vakit. Eloğlu bir fırsatını bulup devlet idaresinde söz sahibi olunca, nasıl açıyor şom ağzını, cümle alem gördü. Onların bayramı bizim cenazemiz olunca da eleştiri diz boyu.
 Peki, özeleştiriyi kim yapacak… Bugün kısa dalgadan yurttan sesler. Yarın kısa kes aydın havası. Ne siyaset okuluymuş şu CHP. Kimilerine basamak, bize; Yedikule Zindanı. Kurulduğundan bu güne hep ayni tarih mirası kanama. Kendi düşmanını kendi yetiştiren dost bağı mübarek. Ancak biz buradayız, gitmeyiz, sinmeyiz, bugün başımıza çöreklenmişleri siyaset mezarlığına taşımadan asla. Açık ve seçik bilinsin ki öğüt ve vasiyetlere uyarız korkmadan.
 Yüzlerce kavimden beslenmişliğimiz var, aç açık değiliz, ayrıca dostu da düşmanı da seçmesini biliriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder