15 Ekim 2011 Cumartesi

HİV-WİKİLEAKS ÇIKMAZI!

HİV-WİKİLEAKS ÇIKMAZI!
Wikileaks pek sıradan olmayan bir internet sitesi. Bu site nasıl elde ettiği şaibeli ikiyüzellibirbin sapuk supuk belgeyi siber aleme sürünce, Dünyada yer yerinden oynadı. Bu sanal sansasyona gazetecilik başarısı mı denilmeli;  yoksa aslı astarı olmayan bir düzmece mi denilmeli bilemiyoruz. Ancak bir kez daha gördük ki; ABD büyütüldüğü kadar çaplı değil. Açıkçası akıl sır erdirilemeyecek biçimde bir internet sitesinin bombardımanına dayanamadı, önleyemedi Beyazsaray. Resmen çöktü veya öyle istediği için el altından servis yaptı bu belgeleri ve bir şeylere zemin oluşturuyor. Özür dilemeler ise ucuz senaryonun bir parçası.
Türkiye’yi ilgilendiren sekiz dokuzbin belge de büyüteç altına alındı. Dış İşleri Bakanı “Belgeler Türk dış politikasını değiştirmez” diyor. Adamlar yüzümüze tükürse Yarabbi şükür, rahmet- bereket yağıyor diyoruz. Hemen hepsi gafile kelam, nafile kelam da olabilir. Belki, Otuziki dişten çıkan otuziki mahalleye yayılır hesabı, zaman içinde sırça köşkler de yıkılabilir. Ancak buluttan nem kapacak halimiz de yok. Nasıl sa aransa da şu garip gazete sitesinin köşesine kurulmuş, şu fakirin belgesine rastlanmaz. Bu belgelerden dem vurup çalım satacaklar da; minyatür kale maç yapmaktan öteye gidemez.
Bunca fırtına koptu, çene yarışı başladı ama değer mi bilinmez. Ayrıca kimsenin cinsel tercihi bizi ilgilendirmez, hoşgörürüz bütün özel yaşamları. Wikileaks’ın kurucusunun da, siteye servis yapan adı geçenlerin de tercihlerine saygı gösteririz.
 1 Aralık Dünya AİDS Günü. Wikileaks maalesef köşemizden satır çaldı. Tüm insanlık için hala tehlike çanları çalan bu hastalığı, Wikileaks vesileyle biz bile unutuyorduk. Bu musibet geri bıraktırılmış ülkelerden gelişmiş ülkelere sıçradıkça, yok sayılmaya başlandı içten içe. Oysa insanlık tarihi salgın hastalıklarla savaşarak, tedavi yolları üreterek şekillendi. 1980’ler başında ortaya çıkan bu illet dar bir kesimin hastalığı olarak görülüyordu. Fakat kısa sürede Dünyanın hastalığı oldu. Afrika kökenli denilirken Dünyanın dört bir yanına dağılıverdi. Yeterli sağlık çalışmaları ve gerekli önlemler alınmayınca yaygınlaştı gitti. Ancak o vakit köktenci mücadele başladı. Neden se son yıllarda sanat çevrelerince hatırlanır, hatırlatılır bir seviyeye çekildi.
Oysa Dünya Sağlık Örgütü 1999’da bir bildiri yayınlayarak hastalığın önemini ortaya koymuştu; “Hangi ülkeden gelmiş olursa olsun HİV ile yaşayan insan sınır dışı edilemez, aşağılayıcı muamele ya da ayrımcılık uygulanamaz”. Aslında buzdan heykel yapmak, kardan adam olmak gibi bir şey AİDS’li olmak. Ateş parçası ocağa düşünce, HİV virüsü can damarına basınca, bacası tütmez bir hayat bırakır geriye. Ne hikmetse bir tutamlık bu gerçek unutuluyor, unutturuluyor. Sanki hayal bahçesinde yaşatılıyor, yeşertiliyor HİV. Bir bityeniği var bu işte ama anlayamadık. Ne çabuk unuttuk kan verilirken, çoluk çocuk HİV virüsü bulaşan, bulaştırılan garipleri…
AİDS’e ilişkin birkaç Wikileaks belgesi de vardır muhakkak, aranırsa bulunur…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder