REFERANDUM ŞAKASI
Yaşadığımız halk oylaması eğer önümüzdeki seçimlerin göstergesi ise bir beş yıl daha olumlu hiçbir şey olmayacak. Ancak sandıktır, içinden kimin çıkacağının garantisi de olmaz. Asıl değinmek istediğimiz genel seçimlere yönelik bir tahmin değil. Referandumun öncesinde evetçi ve hayırcı kutupların yürüttüğü propaganda yöntemi.
Yapılan propagandanın içeriğindeki eksiklik üzerinde durmalıyız. Her iki kamp da halkoyuna sunulan anayasal düzenlemelerle ilgili halkı bilinçlendirmekten oldukça uzaktılar. Bir taraf özenle kaçındı. Diğer taraf bu kaçak tavrı lehine çeviremedi. Oysa herkesin evet diyebileceği ve mecliste bitip referandumu gerektirmeyecek, bütünleşmeyi bozan sadece iki madde vardı. Bu iki madde için yapılan düzenlemeler iktidar ve muhalefet tarafından yeterince ve halkı aydınlatacak biçimde işlenmedi. İktidarı anlarız ama muhalefet bu iki maddeye aşırı yoğunlaşmalıydı.
Referandum hiç gerek yokken bir genel seçim havasına getirilip, o havaya uygun söylemler geliştikçe bu iki madde de güme gitti ve onaylandı. Pirincin taşı nasıl ayıklanacak, kim ayıklayacak bekleyip göreceğiz. Ancak bizi şaşırtan bu hususlar değil. Artık olan olmuş. Önemli gördüğümüz nokta seçmenin tavrı …
Bu referandum gösterdi ki; artık seçmen ekonomiyi göz ardı ediyor. Referandum, iktidarın güven oylamasına dönüşmesine rağmen; seçmen ekonomik krizi, artan işsizliği, üretimsizliği, geçim sıkıntısını, inceden ve hissettirilmeden yapılan zamları hiç mi hiç dikkate almadı. Seçmenin oyunu etkileyen tek unsur partizanlık olarak göze battı. Yolsuzluk, yoksulluk, yokluk ve haksız bolluğu perçinleyen propagandayı da önemsemedi.
Seçmen; 2011 genel seçimlerine kadar seçim ekonomisi uygulanacağını, bütçenin dibinin delineceğini ve referandumda kamu kaynaklarının aşırı ve tek taraflı sarf edildiğini de umursamadı. Gitti sandığa, oyunu anayasa maddelerine değil genel seçimmiş gibi ölümüne siyasi tercihinden yana kullandı. Bir anlamda eveti ve hayırı siyasi liderlere bastı. Kimin liderinin bileği güçlü, cebi doluysa seçmen tercihi o yönde şekillendi.
İşin garibi işsizlik hangi ilde yüksekse evet oyu aldı başını gitti. Sanki işsizliğin artma nedeni muhalefetmiş gibi. İşsizliği çözemeyen iktidara sandıktan tam destek çıktı. Yeşil kartlara da ayrıca bakmak lazım. Yeşil kart sahiplerinin en fazla olduğu il ve ilçelerde muhalefete kırmızı kart gösterildi.
Çıkarılması gereken sonuç şudur; bundan böyle seçimleri ülkenin ekonomik durumu birincil dereceden etkilemeyecek. Ekonomik çıkarımlar ve projelerle yapılacak propagandalar seçmenden ret yiyecek. Ve üç şey öne çıkacak. İnanç biçimi, etnik köken ve ideolojiler. Üçünü bir potada eritende halk yararına bir kelime etmeden iktidar olabilecek. İktidar olur olmasına da iktidarsızlık ülkeyi dört koldan sarar.
Bu halk oylaması sonucu inşallah acı bir şaka olarak kalır da seçmen kendine gelir ve ülkenin seçimleri rayına oturur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder