15 Ekim 2011 Cumartesi

CHP VE ARENA ANKARA…

CHP VE ARENA ANKARA…
Haftaya bu gün CHP’ye gönül verenler, delegeler ve kurultay heveslileri Arena-Ankara yoluna düşecekler. Olağanüstü kurultaya beş kala tereciye tere satmak niyetinde değiliz ama partiyi derleyici toparlayıcı bir yapı oluşması-oluşturulması yönünde çaba harcanması gerekliliğine inananlardanız. Delegasyon gereğini yapar diyerek sorumluluklardan kaçmak, partinin dinamosunu zaafa uğratır. Siyasetin amentüsünde “umut filmi izlettirmeye devam etmek” yoktur çünkü. Umut olmak vardır hakkıyla. Maharet keramet aramak değil, foyası sonradan çıkacak işgüzarlıklara dur demektir. Bu nedenledir ki biz lüpe konmaktan daima uzak durduk.
Ancak, kurultaya sayılı günler kala görüyoruz ki siyasi savrukluğu içselleştirmiş ne kadar siyasi kadavra varsa CHP genel merkezinde kuyrukta. Özyaşam öyküsünde “sol” kavramı bulunmayan ne kadar porselen politika kurnazı varsa revaçta. Pervane misali dönüyorlar Kılıçdaroğlu ve yakın kadrosunun etrafında. Gemi yan yatmış-yatacakmış kimsenin umurunda değil. Zamanında pabucun pahalı olduğunu söyleyip gidenler, pergelleri açanlar, fırsat bu fırsat önce kulisler sonra pazarlıklarla genel seçimlerde vekillik hazırlığında.
Sayın Kılıçdaroğlu’da bu neme lazımcılara rozet takma yarışında. Sol tandanslı olduğu varsayılan misyonunu tamamlamış ne kadar marjinal parti mensubu varsa kapı onlara ardına kadar açık. Demek oluyor ki; yarın bu kadrolarla yürünecek, halkın önüne çıkılacak. Madem bu zevat cevherdi niye partileri dibe vurdu. Tabelalaştılar. Yıllarca en büyük parça olan CHP’nin oylarını bölmekten çekinmeyen bu tezcanlıları ödüllendirmenin temeli hangi gerekçeye dayandırılacak acaba.
Yıllarca partinin yükünü çekenler, siyasetin bu şekilde yeniden düzenlenmesine, CHP’nin bu salvocularla yeniden yapılandırılmasına ne diyecekler bilinmez. Ama bilinmesi gereken bir gerçek varsa; yanlış siyasetten kaynaklanan sorunları çözmek için yarından tezi yok aslına dönmelidir CHP. Eğer oldu olacak kırıldı nacak hesabıyla gidilirse, kurultay sonrası ve seçimlerden sonra sözlü, yazılı, yumurtalı sosyalleşmeye de hazırlıklı olmak lazım. İstikbalin sıra dışı eleştiriler ve tartışma platformları ile güzelleşip gelişeceğinin altını çizmekte fayda var. Akıl okumaya gereksinim duymadan, genelleme yapmadan partiye yıllarca emek veren değerleri küstürmemek lazım. Takdir kültürünün önemsenerek oluşabilecek dikkat dağınıklığının ve isteksizliğin ileride verecek olduğu zararın önüne geçilmelidir.
Geçmişi yaşayarak veya geçmişten medet umarak, hep kendini haklı gören mantıkla izlenecek politikanın CHP’ye düzeltilemeyecek hasarlar vereceği bilinmelidir. Yarın birilerinin “Bakın gördünüz mü yerden göğe kadar haklıyız, haklıydık” dedirtmemek için kurultay kurultaylığını göstermelidir. Ayrıca bilimsel değerlere göre,”inat, dozunda ve kararlılık anlamında” ise iyi sonuçları peşinden sürükler.
Olağanüstü kurultaya dönük CHP’nin nabzını tutmaya devam edeceğiz. Kim uygun lisanla neyi anlatıyor şimdiye dek dinledik. Bizi dinlemeyeceklerini bile bile maestrolara elbette serzenişte bulma hakkımız saklıdır.
Çünkü “Bir cümle hayatta devrim yapar”…    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder