14 Ekim 2011 Cuma

NATO MERMER-MERMER NATO…

NATO MERMER-MERMER NATO…
Seçime endekslendik. Genel başkanların ve şürekasının peşlerine takıldık. Dünyadan bir haber, gelişmelerden yeterince haberdar edilmeden yaşamımızın her değerini onüç haziran sonrasına bıraktık. Kontrolü çok zor günler yaşıyoruz ipler başkalarının ellerinde. Üç hafta sonra rahat bir nefes alır artık ülkemiz. O güne kadar tıknefes çıkacağız merdivenleri. Ölüm kalım meselelerinden fırsat buldukça.
“nato mermer mermer nato” derdik gençliğimizde kendimizi ve fikirlerimizi anlatamadıkça veya karşımızdakiler sabit fikirde körü körüne direndikçe.
Bu gün perdeleri azıcık araladığımızda Libya’dan Afganistan’a oradan Pakistan’a NATO’nun yaptığı olayları tetikleyen ve zararı sivillerin çektiği bir yığın sürpriz sayılamayacak gelişmeyle karşılaşıyoruz. Hemde hiç anlaşılır olmayan dayanağı belirsiz acı sürprizler.
Örneğin; Libya’da ateşkest çağrılarına kulağını tıkamış, orayı burayı arsızca bombalayan bir Nato var karşımızda. Kaidesi kuralı olmayan bir yıkım peşinde at koşturuyor. Muhalif liderleri de safına çekip, sivilleri korumak bahanesiyle sivilleri de ateş çemberine çeken hava saldırılrı sürdürüyor. Libya yetkilileri bakanlıklarımı, hastahanelerimi vuruyorlar diyor; başı çeken emperyalist hevesi kursağında kalmışlar cephanelik vurduk, istihbarat merkezlerini eğitim üslerini yerle bir ettik diyor.
Tüm dünya ve biz Nato dur haklıdır “nato mermer-mermer nato” edasında geçiştiriyoruz meseleyi. Tam diz çökme anı yaşıyoruz, tapınak şövalyeleri ise iş başında. Zaten bozulmamış toplumların bozulmamış bireyleri veya bozulmuş toplumların bozulmamış bireyleri toptan suçlu olur. Hazineler gömülü sanki trablus çöllerinde. Siyah zift koyuluğunda akan. Suça hiç karışmamış olanların bile ilham kaynakları ölümsüzlük olduğundan başlarına ateştopları yağdırılıyor.
Soluğunu ense kökünde hissettirip sesini duyuramıyorsan işte böyle olur sonucu. Üstelik korkutamıyorsan ürkütemiyorsan ördekleri eldekinden olmak da var. Artık hiç de güven uyandırmıyor bu Nato.
Helikopterleri uçakları sınır geçer, istediği yeri vurur, kuzu kuzu üslerine döner. Karşılık veremezsin asla verdiğinde savaş nedeni sayılır. Açılan ateşlerle insanlar ölür, çocuklar ölür, haber kanallarında tek satır geçmez. Zihin nesneye yöneldiğinde tutarsız öğelerle zenginleştirilmiş demokrasi masalları anlatılır bol keseden.
Sınır ötesi operasyonlara izin mizin gerekmez Nato için. Üç beş faydacı ülkeyi de katarlar karanlık girdaba haklı çıkmaya çalışırlar. Farklı ve gizli amaçlara yönelik ne hisleri varsa uçakları ve jetleri havalandırırlar semaya. Gazete köşelerinde dünyayı dolaşmak ise bizim gibi abdallara düşer.
Sımsıkı örtülemeyen nice çekişmeler var oysaki. Basit çareler üreterek parolalar belirlemek Natonun becerdiği en mükemmel iş. Baskı yapmayı sürdürdükçe, geçmişten uyarlanan soyut hayranlıkların yerine çok geçmeden dostluktan kaçış başlar.
Sıradan insanlar kurtarıcı olursa da “nato mermer-mermer nato” olur…   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder