26 Ekim 2011 Çarşamba

ERCİŞ’E KARDEŞLİK ELİ

ERCİŞ’E KARDEŞLİK ELİ

Vakit kardeşlik vaktidir.

Pazar gününden bu yana artık Erciş’li bir kardeşim var. Veya bir anam veya bir bacım veya bir emmim veya bir dayım. Erciş’in tepesine deprem balyozu indiğinden bu yana onların tek bir Türkçe kelime dahi bilmemeleri, faşist veya kökten dinci olmaları  komonist veya ayrılıkçı olmaları hiç önemli değil artık. Artçı sarsıntılar hala devam ederken, ebedi ve ezeli kardeşliğimiz uyarınca kardeşimdir her Erciş’li onlar kabul etseler de etmeseler de.

Ancak devletin birlik, beraberlik ve bütünlüğünün, yapılan yardımlar ve toplumsal dayanışmanın faşist, radikal dinci ve radikal ayrılıkçı inanışlar çerçevesinde ılımlı İslam modelinde şekillenmesine de karşı bir Ercişli olurum, bu yaştan sonra Ercişli olacaksam.

Göçükler altında can vermişlere yanarım, kum ve çakıl yığınından sağ çıkabilmiş olup tedaviye alınanları canı gönülden kucaklarım. Yardım edebilmek ve sadece Allah rızası için gönülden çırpınanları kutlarım.

Şoven, ayrımcı, ayrılıkçı, ırkçı, faşist ve muhafazakâr söylemlerle deprem analizi yapan herkese inat şu saatten sonra; Kürtçe bilmeyen kürdüm, Lazca bilmeyen lazım, dilsiz çepniyim ve deprem kuşağında yaşamaya mahkum edilmiş socialist bir Ercişliyim artık.

Depremin yok edici, yakıcı-yıkıcı ve sarsıcı etkisiyle dünyası değişiverip kayba uğrayan, kardeşi, çocuğu, anası, babası ölen, eşini dostunu kaybedip çaresiz kalan her kim varsa ben o kayıpların yerineyim, yakınlarıyım kilometrelerce uzaktan. Onlarla birlikte ben de bir afetzedeyim, garip gurabayım, felaketzedeyim velhasıl Ercişliyim artık. Karakışın yaklaştığı şu günlerde çadırlarda barınmak zorunda kalan, Kızılayın battaniyesine, sıcak bir tas aşına muhtaç ihtiyaç sahibiyim artık.

Ve anımsatırım birilerine Vakit kardeşlik vaktidir.

Gölcükten sonra aktif fay hatlarının nereden geçtiği ezbere bilinen bir coğrafyada Pazar günü 7,2 ile hemşerilerini kaybetmiş, enkaz başında ağlayan, betonu tırnaklarıyla kazıyan bir Ercişliyim ben artık. Bu öyle bir Ercişlilik ki dini, mezhebi, ırkı, milleti yok. Benim Ercişliliğim İnsanlık mertebesinde kendini bulan ve ifade edebilen, evrensellik içeren bir Ercişlilik.

Depreme karşı alınması gereken önlemleri almayan, aldım deyip ceset torbası istifleyen, 1999’da yürürlüğe giren deprem yönetmeliğini uygulamayan yetkililere kaybettiklerinin hesabını sorma hakkına sahip Ercişliler kadar Ercişliyim artık.

Televizyonlarda enkaz görüntülerini izleyip oh olsuna of olsuna getirenlere, televizyonların içine girip o üçüncü gücü taraflı kullanan dilbazlara ve Allahsızca karikatürize eden cambazlara inat, sonradan olma gavurdan dönme Ercişliyim artık.

Sıcak evlerinde Memleketten deprem manzaraları, depremden insan manzaraları seyredip hala akıllanmayan aynı acıyı ve aynı çaresizliği yaşamaya adayların partizancı yaklaşımlarına karşın, en radikal Ercişliyim artık.
  
Ve artık herkes bilmeli ve öğrenmeli, Vakit kardeşlik vaktidir.

Bu ülke insanı artık teröre ve doğal afetlere bir hiç uğruna şehit vermek istemiyor. Her felaket sonrası, her terör eylemi sonrası, her baskın sonrası, her sınır ötesi harekât sonrası değil her zaman her an en doğal ve yalın haliyle “kardeşliği” yaşamak ve yaşatmak istiyor.

Deprem vurmadan önce yandaş ve yoldaş medyada karşılıklı atışan neofaşist zihniyeti red ederek enternasyonal pencereden bakan, deprem öncesi ve deprem sonrası da görüşleri ayni kalan yurtsever, vatanperver bir Ercişliyim ben artık.

Çünkü biliyorum ki; “Dil sürçmesi yoktur, beyin sürçmesi vardı. Dil sürçmeleri, bilinçaltının yansımasıdır.”

NOT: Yardım ve malzeme yüklü iki tır Esenler’den Van’a bu gün hareket etti. Uzatılan kardeşlik elinden umutlandım, gururlandım ve duygulandım…

25.10.2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder