15 Ekim 2011 Cumartesi

ESENLER'DE VEKİLLİK DELİLİ …

ESENLER'DE VEKİLLİK DELİLİ …
 Peşi sıra milletvekili adayları ortaya çıkıyor. Bizde adayız dediğimizde nedense, dudaklarda acı bir tebessüm donuklaşıyor. Alaysı çatal diller yüzümüze değil ama arkamızdan zehirlemeyi maharet sayıyor. Herkes bu göreve talip olabilme hakkına sahip, bize gelince akan sular kesiliyor. Çünkü biz anlayanlar için şöylesi birkaç cümle karalayabiliyoruz korkmadan;
 “ Aklın farları iki keskin ok gibi hızla gecenin göğsüne saplanıyordu. Ve deliyordu kara atlası oburca. Karanlık ışık ışık dağılıyor ve ortaya çıkan ıssızlığı topluyordu güneş. Zaman ise boşluğa afacan çocuklar tarafından yuvarlanan cam misketlerdi. Birbirine çarptıkça duran ve renk renk parçalanan. “
Dün partili, bugün yönetici, yarın atamalı, yoklamalı, merkez destekli kafadan vekil olacaklara her şey mubah, biz adayız dedik mi suç günah. Çünkü biz üstüne kim alırsa alsın hiç çekinmeden tüzük anımsatıyoruz;
 “ Siyasal yaşamda erdemliliğe, üretkenliğe, yeteneğe ve sarf edilen emeğe göre yükselmek esastır. Partililer bu ilkelere uymakla yöneticilerde bu ilkeleri uygulamakla yükümlüdürler. “
Organizeli, koordineli, planlı bir adaylaşmayı denetimi birilerinin tekeline bırakarak içlerine sindirenler, yeniden dinamizm inşa etmeden rozeti yakalarına takacaklarına inanıyorlar ki kızıyorlar bize. Çünkü adaylaşınca bizim ilk cümlemiz şu olacak:
 “ İnsanlık tarihi maddi malların el değiştirmesiyle değil, üretilmesiyle biçimlenmiştir. Tarihi yönlendirenler ise üretime katılanlar yani emekçi yığınlardır. Bir başka deyişle aktif rol emekçi halkındır. İşçi sınıfınındır. Bu sınıf bütün devrimci değişmelerin belirleyici gücüdür. Tarihe bakıldığında işçi hareketlerinin derin izler bıraktığı görülecektir. İşçi sınıfı toplumsal ilerlemeye öncü olabilecek bağımsız ve hazır bir güçtür. “
Ön seçim yapılmaksızın eğilim yoklamasını dahi es geçerek oluşacak listelere girmenin siyasi ölçüsünün ne olacağı, ölçütü kimin nasıl ortaya koyacağını sorduğumuz için; adaylık hakkımız değilse eğer, bize aba altı saldıranlar önce kendilerinin ne yaptıklarına bir baksınlar;
 “ Üretenin ürettiğine yabancılaşmadığı bir düzenin oluşması yolunda ilk adımlar o vakit atılmış olacak. “
Biz kendimizi partili bir kadro olarak nerede gördüğümüzü çok iyi biliyoruz. Yerini şaşıranlara ise tırnak içinde;
 “ Lider kadro ideolojiyi yeniden oluşturur, Yönetici kadro sorgulamadan uygular. Lider kadrolar ideolojiyi gerçekçi mesaj ve projelerle besler ve geliştirir, yönetici kadrolar devamını sağlar. Lider kadrolar ne ve niçin sorarlar, yönetici kadrolar nerede ve ne zaman. Lider kadroların gözü ufaktadır, geleceği planlar. Yönetici kadrolar taklit eder ve günü kurtarır. Lider kadrolar doğru işler yapar, yönetici kadrolar işlerini doğru yaparlar. “
Son paragrafımız ise hiç anlamadan anladım diyenlere veya anladığını zannedenlere.
 “ Esin geldi edibi yakaladı, iki sapkın ok gibi. Zeka farlarının geceyi göğsünden zımbaladığı gibi, bağrı delindi karabasanlarla. Mavi atlas göbeğinden çatladı. Işık ışık aydınlandı gönüller. Ve sessizlik demet demet çağladı söze. Demek ki ıssızlığı göze almak gerekirmiş. Topladı dağılan korkudan, küçük gözyaşı şişesine bir tutam sakladı edip. Yağmur oldu düşünceler önce, sonra düşleri ıslattı. Esinlenilen hayat kupkuru ve yavan geldi edibe. “ 
Dün “Adaylık bildirimizi” hazırladık, bu gün gidip sunacağız kuru gürültüye gidecek olsa da, yarın tarihe gerçekçi bir not düşebilmek için…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder