14 Ekim 2011 Cuma

BEDELİ AĞIR OLUR…

BEDELİ AĞIR OLUR…
Coğrafyası kaymış bir seçim yaşandı. Aşiretlerin kaybettiği, cemaatlerin pusulasının şaştığı, cemiyetlerin temsilde zorlandığı, feodalitenin yok olduğu, fundamantalizmin zirve yaptığı bir sonuç ortaya çıktı.
Bu keşmekeşte elbette iktidar açısından bir değerlendirme yapmak gereksiz. Ana muhalefette bir aile dramı yaşanıyorsa, aile içinden biri olarak cesur yorumlar yapmak bize düşer. Köşelerinden parti dizayn edip boylarının ölçüsünü alanlara değil. İktidara methiyeler düzüp devamında ana muhalefete çarık giydirenlere hiç değil. Yorum yapmak acıyı, sıkıntıyı çeken hüznü yaşayan bizlere düşer, normal olarak.
Bir başarısızlık var ortada kim ne derse desin. Ve bu başarısızlığın bedelini de birileri ödeyecek gibi görünüyor. Artış martış yok söylendiği gibi. Anımsatmakta fayda var; Geçen referandumda 37 milyon seçmenden 16 milyonu hayır oyu kullanmış. 12 Haziranda ise CHP 11 küsur milyon, MHP 5 küsur milyon oy aldı. Referandumda hayır oyunu çoğunlukla CHP ve MHP vermiş. Oy kullanımı 50 milyona çıkmış, iki partinin aldığı oy aynı kalmış. Bu sonucun neresi başarı.
Şimdiden kılıçlar çekilir elbette. Olağanüstü bir durum yokmuş gibi davranamaz hiç kimse. Özellikle yeni jargonuyla çıkıp eskiyi silip atanlar. Kurultay için imza toplamaya bile gerek yok. Genel Başkan kendi gitmeli seçimli kurultaya. Zamanını falan beklemeye gerek yok kurultayın, 2012 Mayısı çok geç olur. Bu kez de yerel seçimlere yeterli süre kalmadı olur manevralar.
Amaç parti içi muhalefetin etkisini kırmak, kafa koparmak, kesmek, budamak beldelerden, ilçelerden, illerden başlayarak koltukları sağlama almak garantisi ise o vakit bu parti ayakta kalamaz. Adam bulunmaz parti bayrağı sallayacak.
Arabayı devirmeyeceksin ehliyeti hakkıyla almışsan eğer. Devirirsen devirmezde şarampole yuvarlarsan veya yan yatırırsan elbette akıl veren çok çıkar. Niye alınganlık gösteriliyor ki. O akıllılar tüm gerçekleri bilmelerine rağmen pohpohlarken iyiydiler, şimdi değil. Ev ahalisini kaleye almazsan, El aklıyla ancak bu kadar olur işte.
Örgütsel yapıları gözden geçirmezsen, yağcılık ustalarıyla yola düşersen, acemi tayfalarla yelkenleri çekersen olacağı bu. Bari bu tayfalar örgütten gelenler olsaydı. Şimdi iş işten geçmiş biletleri kesip, ucuz kahramanlar yaratacaksınız partinin başına. Olmadı efendiler mavi boncuk dağıtma siyaseti tutmadı. Sağdan sollanmaz dedik; sollayamadınız sollandınız.  
Kimsenin Baykal’ın dönmesini istediği falan yok. Genel başkanın tanınacak zamana falan da ihtiyacı yok. Olmadı, yapamadı, yaptırmadılar. O halde bırakacak. Kadrosunu kendisi kurdu, kurmaylarını kendisi seçti. Şimdi suç örgütlere yüklenecek, yok öyle kolaycılık efendiler. Biz peş peşe değiştirilen metropol il başkanları ve yönetim atamaları da gördük. Onlar da beceremediler. Bir seçim dönemine daha bu kadroyla gitmek CHP’ yi iyice yalnızlaştırır, belki de böler.
Siyasi partiler 41 il, 298 ilçe ve 1476 beldede örgütlenmeden seçime giremiyor. Bütün ülkede örgütlenmiş bir partiyi düşündüğümüzde bunca emek veren partililer vekil listelerinin neresinde. Hiçbir yerindeler. Olacağı buydu, bu sonuç yine de iyi. Doldur boşaltla, sağa kaymakla, vitrin düzenlemekle olmaz bu işler.
Alıcı ürünün kalitesine bakıyor. Kalite bir yana menşeine. Marka değerine. Seçmen bizden biri var mı diye didikliyor listeleri. Örgütün emekçilerini arıyor gören gözler. Tek tük isim seçilemeyecekleri sıralarda. Lider yeni değişti sıçrama olmaz masalını yanıtlamaya ise hiç gerek yok. Bir iki gün içinde parti kurup iktidara gelenleri çok gördü bu ülke.
Bu partinin temel taşları yerli yerine oturtulana kadar, Fırsat buldukça devam edeceğiz doğruları dillendirmeye. Çünkü biz yer makam için direnenlerden değiliz. Baraj altında kalındığında da buradaydık, dayandık, kaçıp gitmedik. Çünkü bizim baba ocağımız burası.
Ayrıca 68 kuşağının sağ kalan önderlerinden DEVGENÇ’in son genel başkanı Ertuğrul Kürkçü’yü de bu vesileyle kutluyoruz. Yolumuz bir yerlerde kesişirse eğer oturup dertleşiriz.
Eğer vekilliği diğer kazanımlarının önünde tutmazsa…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder