EKONOMİK KRİZ UYARISI…
Kendi halinde iddiasız bir ekonomik buhran yazısıdır. Kriz tellallığı yapmak haddimiz değil...
Son günlerde Esenler Belediyesinde ufak çaplı bir revizyona gidildi. İlçe Emniyet Müdürü başka bir üst göreve atandı. Yerine bir başka ilçenin müdür yardımcısı emniyet müdürü olarak geldi. Polise terörle mücadele anlamında yeni mükellefiyetler yüklenebileceğinin konuşulduğu şu günlerde kendisini tanımak isteriz. Bu arada İstanbul valisi ile yerel gazeteci olarak bir kahvaltıda buluştuğumuzda her şeyi güzel göstermek gibi bir görevimiz olduğunu da öğrendik.
Ancak işler galiba pek de iyi gitmiyor. Bakanların da peşpeşe açıkladığı gibi ekonomik kriz kapıda. Kriz çığırtkanlığı yapmak niyetinde olmasak da, piyasalar toz duman. Bireysel çıkar doğrultusunda temel amacı yüksek kâr olan kapitalizmin çökmesi, hedefe ulaşmada ahlaki yoksunluk olası krizde toplumsal yükü dar gelirlinin sırtındaki küfeye bırakacak gibi. Kapitalist sistemin, böylesine rüzgarlı piyasa koşullarında zaten adil ve ahlaki davranış sergilemesi beklenemez. Kriz kapıya dayanıp, risk arttığında toplumsal açısından oluşan şokla birlikte çok daha ağır koşullarla baş başa kalınacağı bir gerçek. Öyle teğet filan geçmeyeceğine göre de"kriz kapıda, fazla harcama yapmayın" açıklamasıyla çözüm bulunamaz.
Ülkenin cari açık yüzünden büyük risk altında olduğunu en yandaş ekonomistler bile biliyorlar yarın telafuz etmeye de başlarlar. Ekonomiye pembe tablolar çizerek siyasi getiri kazanmaya yönelik girişimler ve söylemler ülkeyi daha karanlığa iter. Panik havasına girip dolar ve euroları kaçırtmak da doğru değil ama temmuzdan sonra oruç ayı biraz din iman kuvvetiyle idare ederiz, bayramdan sonra ocağımıza ateş düşer.
Ekonomi tehlike sinyalleri vermeye başladı. Yakında sirenler de çalmaya başlar. Tüm bu krizlerin kaynağında ABD olduğunu, Kapitalizm olduğunu da artık görmek gerek. Solak olduğumuzdan değil bu çıkış. ABD ekonomisini kurtaralım diye ülke batacak ülkeler batacak. Dolar kurtaracak euro batacak. Bu kadar basit meselenin aslı.
Dokuz yılda daha da katlatarak büyüttüğümüz cari açık sırtımızda düzeltilemez bir kambur olarak durdukça dünya kaosa sürüklendiğinde ve sermaye kaynağına döndüğünde vay halimize. Yıllardır görmezden geldiğimiz bu kamburu yabancı sermayenin sayesinde sorun olmaktan çıkardık. Ancak gelinen noktada hükümet Yeni ve acil ekonomik önlemler almadığı takdirde işi zora sokar.
ABD ağustos başı Borçlarını ödeyemez duruma düşer, ramazan sonrası bayram bize zehir olur. Dünya ekonomilerinin dip yaptığı bir ortamda, bütçem fazla verdi, elli yılın en iyi dönemindeyiz diye övünmekle yakamızı bu krizden kurtaramayız. Toplum psikolojisi bozulursa makro dengeler bir şaşarki bütçe de delinir, ekonomi de.
Ekonomi yönetimini büyük bir sorumluluk ve titizlik çerçevesinde ele alıp bütçe disiplinini hayata geçirmedikçe, yapısal tedbirler alınmadıkça toplum gelişmelerden haberdar edilmedikçe yara beremiz çok olur.
İktisada girişte ilk öğretilenin kapitalizmin bireysel temelli davranışlarının sonuçta toplumsal yarar sağlayacağı ya da toplumun refahını artıracağının bir safsata olduğunu unutmamak gerekir. Ekonomik sonucun neyin pahasına gerçekleştiğini iyice değerlendirmesi gerekir.
Yani, güdülen amaç ve hedefe ulaşmada kullanılan veya feda edilenler kapitalist sistem tarafından kutsansa da, aslında toplumsal maliyetin veya gittikçe artan yükün hafifsenmemesi gerekir. Pek göz önüne alınmasa da yadsınamaz bir gerçekliktir toplumun çektiği çile..
Kapitalist sistem kendi zararını minimize ederken, bu olumsuz gelişmelerden zerrece sorumlu olmayan geniş halk kitleleri ve yığınları ağır bedeller öder. Süreç faturayı bütünüyle onlara keser.
İkiyüz-ikiyüzelli yıllık gelişimi içinde kapitalizm, yaşamış olduğu büyük küçük bütün ekonomik krizler de faturayı hep halka ödetmiştir. İşini sağlam temellere dayandıran kapitalistler ayakta kalmış, rakipleri tamamen yok olmuştur.
Bu nedenle dünya ekonomisinin yaşadığı ve yaşayacağı ekonomik krizlerin nedenlerinin, şiddetlerinin ve sürelerinin doğru tespiti gerekir. Bunu yapacak olan da iktidardır, hükümettir…
Ekonomik krizlerden çıkış sürelerinin son yıllarda giderek daha uzamış ve çözümünün daha da karmaşık hale gelmiş olduğunu da unutmamak kaydıyla…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder