14 Ekim 2011 Cuma

HALKI Tİ’YE ALMAK…


HALKI Tİ’YE ALMAK…
Demek herkes biliyormuş da söylememiş. Es geçmişler sonra bir çırpıda hallederiz diye. Makam, riyaset, siyaset, mal mülk ve üstünlük tutkusu sarmış iktidarı. Hem de ikide bire karşın. Diğer yarımın peşine düşmüşler maaşalllah. Kurtulamıyorlar bencillikten ve benmerkezcilikten bir türlü. Bu dünya düşkünlüğü, aşırı hırs ve heves nedir anlamak olası değil. Bu dünya üç günlük değil mi nihayetinde. Gün gelecek dünyanın da ömrü bitecek gerçeği bilinmezden görmezden geliniyor ne hikmetse.
Ayar tutmaz telden çalıyor herkes ayrı ayrı…
“Hava bulutlu diyenleri padişahımıza ördek dedin” suçlaması ve mantıksızlığı ile alıyorlar içeri. Vekil de olsan kurtulamıyorsun salıvermiyorlar. Bu dokunulmazlık zırhını da üzerine geçirmek maharet ister besbelli, beceremiyorlar.
Hayallerimizi çaldı yetmedi, aklımızı da aldı şu faşist on iki eylül. Ve gudubet anayasası. Müzmin muhalefet savunucusu yaptı bizi. Kanımız da sevdamız da aktı gecelere renk koyulaştı gittikçe, aklaşmadı…
Şimdi bu anayasa ile halk Ti’ye alınıyor. Sen bir seç önce sonra bakarız çaresine, hangi demokrasinin ürünü acaba. Dengi timsali yok dünyada bu abuk sabuk savruluşun. Herkese boyalı kuşgözüyle bakılırsa olacağı bu zaten. İsyana, gözyaşına hiç mi hiç gerek yok şimdi.
Demek herkes biliyormuş da bir tek halk bilmiyormuş. Öyle ise eğer alenen bir aldatma olmuyor mu bu keşmekeş. Yalanlar cehenneminde yanılacağını bilmezler mi bu başrol oyuncuları.
Ergenekon filan artık gerçekten inanmakta zorlanıyor insan. Çünkü Ergenekoncudan geçilmiyor ortalık. Ya bu kapsamda içerde tutulanları listelerine alan ana muhalefete ne demeli. Onlar yüzünden zaten bir yığın oy kaybedildi, şimdi ikinci darbe, kanun darbesi. İki kişi eksik girilecek meclise. Yavru muhalefet de ayni dertten muzdarip. Birde vekilliği iptal edilen bağımsız var ki hepten yasal karmaşa.
Çal kanunum çal…
Ağustos böceği şarkılarıyla bitirilen seçimin sonucunda bunlar yaşanır elbette. Önümüzde yamalı bohça, yaralı hasta bir meclis. Zaten ilerisi gerisi, sağı solu, dincisi milliyetçisi ortada birleşmiş. Dar geliyor elbise, dikiş yerlerinden patlıyor rahat bir nefes almak için. Meydan dar.
Küçük görme, küçük gördüğün insanın gururu büyük olur, kaş yapayım derken göz çıkarsa Allah muhafaza…
İktidar iktidarlığını yapsın artık. Kurum ve kuruluş kararları işine gelince ala, gelmeyince tu kaka. Günahın küçüklüğüne güvenme, günahın işlendiği büyüklüğe bak der atalar. Ve hemen devamında ekler; kaybedecek hiçbir şeyi olmayandan kork…
Lisanı harbice bu kanunlar mecmuası, her güneş battığında ömrümüzden bir sayfa gönlümüzden kişiler siliyor.
Sonuçta, Demokrasinin Di’si işlemiyor, sanki halk inceden Ti’ye alınıyor…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder