YASAK-L-ANMA…
2 Temmuz 1993'te 35 aydının yaşamına mal olan katliamın üzerinden 18 yıl geçmiş gitmiş. Delikanlı yüreğimiz kanıyor hala. Her olumsuzluğa bir kulp takmaktaki maharetimizi anmalara engel koymakla bir kez daha gösterdik ne yazık ki. Fındık kadar bir umut barış için yeterli ama Sivas’ta gerçekleştirilen anma etkinlerinde yoğun güvenlik önlemleri bahanesi ve Madımak civarına insan yaklaştırılmaması maalesef acıyı tazeledi.
Sivas 93 elbette unutulamaz, unutturulmamalı ve unutulmamalı…
Yaşamsal platformda eksiklerimizi ve hatalarımızı görmek adına ve bir daha böylesi bir katliama seyirci kalmamak adına, Devlet-millet adına.
Ama Sivas’ın girişleri ve çıkışları arama noktalarına dönüştürülmüş. Başka kentlerden akın eden kafilelerin araçları durdurulmuş. Her gelen şüpheli yaftasıyla incelenmeye alınmış. Yazılı görsel materyalleri sıkı değerlendirmeye tabi tutulmuş. Üst baş en hassasından kontrol edilmiş. Kamulaştırılan ve Bilim ve Kültür Merkezi'ne dönüştürülen eski Madımak Oteli önü de araç ve insan trafiğine kapatılmış. Bina sokağı demir bariyerlerle kapatılmış. An ki anasın, vay anasına.
Gel de barış gönüllüsü bir birey, Türkiyeli olarak bir kırmızı karanfil bırak o melun yere. Mümkün görünmüyor ileri demokrasi gereği. Sol-sosyalist isen eğer kafadan sakıncalısın. Yaklaşacağın adım sayısı belirlenmiş. Anı köşesiyle idare edecek isen eğer, elinde karanfil platform temsilcilerinden biri olma hal çaresine bakacaksın.
Anılarımız, anmalarımız da elimizden alınıyor…
Benzer çağdışı katliamların bir daha yaşanmaması için, Anmak, yermek, kınamak, telin için bile ilin valisinin peşine takılarak, devlet erkanı ile birlikte izin verildiği oranda, bir nevi açılış statüsünde protokolvari bir prosedür oluşturuluyor Sivas’ın ellerinde…
Uysalca uymada gör. Yeni teamül harici, toplumu bilgilendirmek ve uyarmak için bir basın bildirisi bile açıklayamayacaksın. Elin kalem tutuyorsa eğer yazamayacaksın.
Madımak’ın içinden tek kare fotoğraf alamadan, kameraya çekemeden dolaşacaksın usulca eğer içeri adım atabilirsen. Basın açıklamasını da yaparlar yüreği-canları yanmışlar adına, onlar. Matem törenleri de düzenlerler. Sen üzüntülü bir figür oluştur yeter. Onlar senin adına hem ağlarlar hem de gülerler nasılsa.
18 yıl geçmiş, kızıl alevlerin Madımak’ı yuttuğunu, aydınlarımızın ellerimizden kayıp gittiğini ekranda çaresizlikle izlediğimizin üzerinden.
Sivas 93 unutulamaz, unutturulmamalı ve unutulmamalı ama hafızalardan silme işlemi başlatıldı bile. Bu günleri dahi çok arayacağız anlaşılan. Resetliyorlar toplumun bilincini. Canlar yanmış, canlar unutturuluyor, canımız darlanıyor.
İçimizdeki ve madımak’taki yangın hala sönmedi. Duyulması gereken Utanç otelin bilim kültür merkezine dönüştürülmesi ile ortadan kalkacak sanki. Yananla yakan yan yana durdukça bu yangın harlanır. O gün orada yakmasalar da duyarsız kalanlar devletin hangi mevkilerinde konuşlanmışlar acaba. Bu ayıp bize yeter de artar, Utanırız hala insanlığımızdan.
O can pazarının yaşandığı günlerde doğanlar bu seçimlerde oy kullandılar. 2 Temmuz’dan habersiz kaç milyon birey. Güllük gülistanlık masalıyla devşirilmiş kaç milyon yürek.
Bizim yüreğimiz halen yanıyor. Biz “ibret için yakılması gerekenlerdeniz” sıramızı bekliyoruz…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder